Yıl 2007.
Dünyayı etkileyen ama bizi teğet geçen bir ekonomik kriz söz konusu.
O dönem krizin bizi teğet geçtiğini falan anlamamışız. Gerçekten de kriz var zannediyoruz. Şimdi baktığımızda gerçekten de kriz teğet geçmiş diyoruz.
Tabi şimdi farkına varıyoruz ki, bu başarı AK Parti’nin değil, Ali Babacan’ınmış!..
Neyse…
Patronlar ağlıyor, ekonomik kriz var diye…
Fabrikalar işçi çıkartıyor veya ücretsiz izne gönderiyorlar.
O dönem binlerce fabrika işçisinin ücretsiz izin nedeniyle geçinemediğine birebir şahitlik etmiş biriyim, fakat benim yaşım henüz, 18!..
Lise bitmiş, üniversiteyi kazanamamışım, iş bulup çalışmam lazım...
O döneme kadar yaptığım işler; pazarcılık, garsonluk, tüp ve su servisi gibi gibi…
Ne iş yapabilirim diye açıp baktığımda gazetelerin seri ilanlar sayfasını, (3-4 sayfaydı bu arada) onlarca iş görüyorum.
Önce seçici davrandım, garsonluk, servis elemanlığı gibi işlere bakıyorum. Ama baktım olmayacak artık önüme ne gelirse başvuruyorum…
Ama iş bulamadım.
Sonra bir gün, bir tanıdığımın torpili ile Tepedevrent’teki Kahve Beyaz’da komilik işi buldum.
İş buldum dedimse de öyle, sigortalı iş değil!..
Haftanın iki günü gidip, komilik yapacağım, günde 40 TL para kazanacağım.
O dönemler asgari ücret 600 lira civarındaydı.
Geçici iş, geçici para…
5 hafta sonu gittim oraya…
2 gün 80 TL kazandım, 5 gün o parayla geçindim. (Evet 80 lira bir hafta yetiyordu.)
Fakat, orada komilik yaparken zenginlere düşmanlığım başladı…
Çünkü ben günde 14-16 saat çalışıp 40 lira para alıyordum, gelen müşteri 2 kişilik kahvaltı için 80 lira para ödüyordu!..
Kahrolsun kapitalizm!..
****
O yaz sonunda çalışıp üniversite okumaya karar vermiştim.
Biliyorsunuz, en büyük kapitalizm düşmanının düşmanlığı parayı görene kadardır!..
Bugüne kadar parayı göremediğim için hala kapitalizm düşmanıyım diyebilirim…
****
Bursa Ticaret ve Sanayici Odası Başkanı İbrahim Burkay, Sheraton Otel'de 2013 yılından bu yana Başkanlık döneminin çalışmaları anlattı.
Burkay’a baktığımızda Bursa olarak uçuyorduk!..
Ama bir sıkıntı vardı!..
Bunu İbrahim Burkay dile getiriyordu.
O da çalışması gereken nüfusun, yarısının çalışmadığıydı…
Konuşmasında dedi ki; “Yüzde 48’lik bir kısım insanı çalıştıramıyoruz Bursa’da. Bu insanları istihdama katmamız gerekiyor.”
Gerçekten de oran çok fazla…
Bu insanları istihdama katmak lazım ama nasıl?
****
7 bin lira ücret alan işçi, 4 bin 500 lirasını kiraya, 2 bin lirasını faturalara, kalan 500 lirasını da gıda alışverişi (hayatta yetmez) için harcadığını düşünürsek…
Bu işçi, ev sahibi için, fatura şirketleri için ve pazarcılar için çalışmış oluyor. Kendisi için çalışmış olmuyor.
Hadi bir de eşi çalışıyor olsun…
İşte o zaman yaşamak için çalışıyor oluyorlar…
*****
Biz insanların geçinmek için çalışmasını değil de gerçekten daha mutlu bir yaşam sürmek için çalışmasını sağlayamadığımız sürece o yüzde 48’lik istihdam açığı kapanmayacaktır.
Bir de; artık elini sallasan mutlaka bir üniversite mezununa denk geliyorsunuz.
Siz bu üniversiteleri fabrikaya işçi bulmak için mi açtınız, derler o hükümetlere…
****
Ben BTSO Başkanı İbrahim Burkay’dan şunları açıklamasını isterdim…
“Bizimle beraber Bursalılar da büyüyor, kazandığımız paralar işçilerimiz sayesinde biz ne kadar çok kazanırsak onlar da o kadar çok kazanıyorlar. Bursa’da işsizlik ve işçisizlik problemi ortadan kalktı. Çünkü insanlar 9 yılda yaptığımız yatırımlar nedeniyle çalışmak istiyor ve refah seviyesini yükseltmek istiyor…”
Gerçekten çalışmak istemeyeni suçlamak kolay!..
Onu kazanmak için neler yapılması gerektiğini düşünmek zor!..
İşte gerçek başarı budur!
Yorumlar
Kalan Karakter: