Her ne kadar bir kesim (milliyetçilik duyguları kabarmış veya tuzu kuru olanlar) yurtdışına göçü ülkeye ihanet ya da bir kaçış olarak değerlendirse de; kendi hayatını ve geleceğini mevcut durumlarda parlak görmeyen, hak etmediklerini düşündükleri bir hayatı sürdürmeyi reddedenler yurt dışına (temelli) gitmenin yollarını arıyor.
Yeni bir durum olmamakla birlikte, mesleki açıdan donanımlı kişilerin, ülkedeki işsizlik ve yetersiz iş olanakları sebebiyle yurtdışında okumayı, çalışmayı hatta yaşamayı tercih etmesine günümüzde daha sık rastlıyoruz.
Türkiye'deki beyin göçünün en önemli sebeplerinden birisi ülkedeki olumsuz ekonomik koşullar ve bunun karşısında başka ülkelerdeki daha iyi hayat standartları.
Ekonomik durumda iyileşme, yüksek maaş beklentisi içinde olma durumu, daha kaliteli bir yaşam arzusu bir yana, yabancı ülkelerin vatandaşlarına sunduğu imkanlar ve verdiği değer de oldukça önemli bence. Mesela hukuk sistemi nasıl işliyor? Yaşanabilecek bir afet/felaket durumlarında devlet vatandaşına nasıl destek oluyor? Onların çağrılarına, yardımlarına, şikayetlerine ne oranda cevap veriyor? Bu gibi kriterler liste başında olmalı diye düşünüyorum.
***
Son yıllarda çok fazla gündeme gelen hekimlerin (yaşadıkları zorluklar sebebiyle) yurtdışına göç etmeleri bir yana, her meslek gurubundan insan bu ihtimali gözden geçirmeye başladı.
Bir girişimde bulunmasa dahi -özellikle gençler- bir kez olsun aklından geçiriyor. Gidebilmenin yollarını araştırıyor.
Erasmus -öğrenci değişim- Programı ile eğitim veya staj amaçlı yurt dışına giden öğrenciler oldukça fazla. UNESCO verilerine göre Türkiye’den her yıl 50 bin öğrenci yurtdışına okumaya gidiyormuş.
Hatta geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığından ‘Erasmus ile yurtdışına gidenler geri dönmüyor’ uyarısı yapılmıştı. Avrupa Birliği’nin eğitim, gençlik ve spor alanlarındaki hibe programı ile yurtdışında giden öğrencilerin gittikleri ülkede kalmaya meyilli olduğu belirtilerek öğrenci seçiminde titizlikle davranılması talimatı verilmişti.
***
Yurtdışına kalıcı olarak gidebilmenin yetişkinler için en kolay yolu iş veya şirket kurmaktan geçiyor. Bazı ülkeler iş kuranlar için oturum izni kolaylığı sağlayabiliyor.
Gençler içinse uzun soluklu kalabilmenin hatta çalışma izni almanın en ideal yolu eğitimden geçiyor. Orada üniversite okumak ve aynı zamanda çalışabilmek mümkün.
Tabii bu girişimlerin birçok prosedürü var. Hangi ülkeye gitmek gerekir, şartları nasıldır, gidenler ne gibi zorluklar çekmiştir sorularının cevapları başka bir yazının konusu olabilir.
Bir dönem gözde olan (formalite) evlilik ile yurtdışına yerleşmek de en kolay yollardan biriydi. Bu yolla hala gidilebiliyor mu emin değilim. Belki bir takım araştırmalara tabi tutuluyor ve gerçekliği sorgulanıyor olabilir.
Sonuç olarak gidenler ne kadar zorluk çekse de, ne kadar memleket özlemi duysalar da ülkelerine tek şekilde dönmeyi düşünüyorlar; turist olarak!
Daha iyi ekonomik koşullar, yüksek maaş beklentisi, kaliteli bir yaşam, gelişmiş hayat standartları insanları bir biçimde dışarıya sürüklüyor.
Eğer ülke kendi vatandaşını kaybetmemek için herhangi bir çaba sarf etmiyorsa, yapacak pek bir şey kalmıyor ne yazık ki.
***
Çalışma koşullarının her geçen gün daha da zorlaştığını söyleyenler,
Umutsuzluk içinde kalanlar,
Özgürlüklerinin kısıtlandığını ve güvenlik kaygılarının arttığını ifade edenler,
Kariyer hayallerini gerçekleştirebilecekleri koşullar arayanlar, siyasi torpillerin sonu gelmediğini ve verdikleri emeğin karşılığını bir türlü alamadığını düşünenler,
Toplumsal baskının altında ezilenler, sonu gelmeyen taciz ve şiddet olaylarının korkusunu yaşayanlar…
Burada kalmak için herhangi bir sebep bulamıyorlar. Görünüşe bakılırsa gitmek için yeterli sebepler mevcut.
Özellikleri gençleri yurt dışına iten ilk neden ‘gelecek kaygısı’ oluyor. E, haksız da sayılmazlar.
Peki, yüksek oranda beyin göçü ne gibi sonuçlar doğuruyor?
Kalifiye olmayan kişilerin bir başka ülkeye göç etmesi, bu ülke açısından olumlu gibi görünebilir. Kalifiye elemanların göçü ise kısa vadede olumsuz bir etki yaratabilir.
Fakat artık giden gitmiştir; kara kara düşünmesi kalanların -yani bizlerin- işidir!
Yorumlar
Kalan Karakter: