Malumunuz yaşadığımız büyük deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyoruz.
Bir yandan da hayata dönüş için adımlar atılıyor.
Akıllara ilk olarak çok kısa zaman sonra gerçekleşecek seçimler geldi ve Bülent Arınç’ın açıklamalarının ardından tartışmalar hemen başladı.
Normalde seçimlerin 18 Haziran'da yapılması gerekiyordu. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Mayıs'ı işaret etmişti.
Seçim tartışmalarının hararetli olduğu dönemde Cumhuriyet tarihimizin en büyük felaketiyle karşılaştık ve bu tartışmalar askıya alındı.
Geçtiğimiz hafta yeniden seçimler gündeme geldi ve ACABA ERTELENECEK Mİ? sorusu tartışılmaya başlandı. Konuya Anayasa, YSK ve Anayasa Mahkemesi gözünden bir de biz bakalım.
Anayasa 78.madde ve Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu’nun 5. maddesine göre ;
Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkan görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.
Görüleceği üzere anayasa seçimin ertelenmesi için sadece savaş halini şart koşmuştur. Normlar hiyerarşisine bakıldığında anayasa en tepede yer almaktadır ve hiçbir düzenleme anayasaya aykırı yapılamaz. Bu sebeple sadece anayasayı baz aldığımızda, seçimlerin ertelenmesinin mümkün olmadığını söyleyebiliriz.
Ancak bu noktaya bir AMA koymamız gerekiyor.
Hukukun dolambaçlı yollarında başka bir kapı bulmak mümkün müdür?
79. maddeye baktığımızda seçimlerin yönetim ve denetimi düzenlenmiştir.
Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur.
Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere YSK ‘nın aldığı kararlar hiçbir denetime tabi değildir. 10 ilde ilan edilen OHAL bahane gösterilerek seçim güvenliğiyle ilgili endişeler olması durumu değerlendirilip YSK tarafından erteleme kararı alınır mı? sorusu akıllara geliyor.
Açıkçası YSK’nın anayasadaki düzenlemeye aykırı bir karar alacağına ihtimal vermiyorum.
Zira Anayasa’da YSK’ya seçim erteleme veya iptal etme gibi bir yetki verilmemiştir.
Anayasa Mahkemesinin 2012/30 e. ve 2012/96 k. sayılı kararı…
Hukukçuları ikiye bölen ve seçimlerin ertelemesine dayanak gösterilecek olan Yüksek Mahkeme kararında ‘’ savaş ya da başka bir nedenden kaynaklanan bir zaruret hâlinde seçimlerin fiilen yapılamaması durumunda herhangi bir erteleme kararı olmasa da süresi biten Cumhurbaşkanı görev yapmaya devam edecektir.’’ İbaresi yer almaktadır.
Yukarıda bahsettiğimiz üzere anayasa metninde sadece savaş hali sayılmış olmasına rağmen Anayasa Mahkemesi ilgili kararında anayasanın dışına çıkıp erteleme seçeneklerine ‘’başka bir nedenden kaynaklanan bir zaruret’’ halini de eklemiş görünüyor.
Bilindiği üzere muhalefet seçimlerin ertelenmesine karşı çıkıyor.
Bakalım meclisten erteleme kararı çıkacak mı?
Çıkarsa açılacak olası iptal davasında, Anayasa Mahkemesi 2012 yılında verdiği karardaki görüşünü mü tekrarlayacak yoksa sadece anayasada yer alan sebeplere mi bağlı kalacak?
Bekleyip göreceğiz…
Yorumlar 4
Kalan Karakter: