Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir. Bu sözleşme kefil ile alacaklı arasında yapılır. Kefalette sadece kefil veren kişi borç altına girmekte, alacaklı ise bu durumdan menfaat elde etmektedir. Bu yönüyle bakıldığında kefalet tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir.
Kefilin borcunun geçerli olabilmesi için öncelikle asıl borcun geçerli olması gerekir. Çünkü kefalet borcu asıl borca bağlı bir borçtur.
Örneğin; kumar borcu için ya da evlenme simsarlığı için verilen kefillik kanun önünde geçerli bir kefalet borcu doğurmaz. Çünkü bu borçlar eksik borçtur. Bunlar borçluyu ifaya zorlamanın hukuken mümkün olmadığı, borçlunun borcunu ödemeyebileceği borç türleridir.
Asıl borçluya başvurmadan doğrudan kefile gidilebilir mi?
Kefalet borcu tali, yani ikincil bir borçtur.
Asıl borç için ilk önce borçlunun takip edilmesi gerekli ve zorunludur. Borç, asıl borçlu tarafından ödenmezse o zaman kefile başvurma imkanı doğar. Kefalet hiçbir sözleşmeyle birincil borç konumuna geçemez.
Kefilin ifası asıl borcun yerine getirilmesi değildir. Asıl borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesidir.
Kefaletin geçerli olabilmesi için gerekli şartlar nelerdir?
Öncelikle yukarıda bahsettiğimiz gibi kefaletten söz edebilmemiz için, geçerli bir asıl borcun varlığı gerekir. Geçersiz bir borcun kefaleti de söz konusu olmayacaktır.
Tam ehliyetlilerin her türlü hukuki işlemi yapabilme yetkileri olduğu için kefalet sözleşmesini de yapabilirler. Tam ehliyetsizlerin kefil olmaları mümkün değildir. Sınırlı ehliyetlilerin yani kendilerine yasal danışman atanmış kişilerin kefil olabilmeleri şarta bağlanmıştır. Sınırlı ehliyetli yasal danışmanının icazetini alarak kefil olabilir. Sınırlı ehliyetsizlere yani ayırt etme gücüne sahip küçükler ile kısıtlılara baktığımızda da kefil olmaları mümkün değildir.
Sınırlı ehliyetsizler ne kendi kararlarıyla ne de yasal temsilcilerinin izniyle bir borca kefil olamazlar. Hatta yasal temsilcilerinin onlar adına kefil olmaları dahi mümkün değildir. Medeni kanun uyarınca kefalet durumu onlar için yasaklı işlemlerden sayılmıştır.
Evli kişilerle ilgili de Türk Borçlar Kanununda bir düzenleme yer almaktadır. İlgili hüküm uyarınca eşlerden biri diğerinin yazılı rızası olmadıkça kefil olamaz.
Kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması zorunlu mudur?
Geçerli bir kefalet ilişkisinin kurulabilmesi için söz konusu sözleşmenin mutlaka yazılı yapılması gerekir.
Kefalet senedinde sadece borç altına giren kefilin imzasının bulunması gerekli ve yeterli olup, ayrıca alacaklının da imzasının bulunması şart değildir. Ancak kefalet sözleşmesinde borçlunun isminin belirtilmesi gerekir. Aksi takdirde geçerli bir kefalet sözleşmesinin varlığından söz edemeyiz.
Geçerli bir kefalet sözleşmesinin varlığı için gerekli bir diğer şart ise kefalet senedinde kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın gösterilmesidir.
Kefalet sözleşmesinde kefilin el yazısıyla belirtmesi gereken durumlar vardır.
Kefil sorumlu olduğu miktarı kefalet tarihini mutlaka el yazısıyla belirtmelidir.
Kefile kefalet mümkün müdür?
Kefile kefalet sözleşmesi alacaklı ile kefile kefil olacak kişi arasında yapılır. Alacaklı alacağını borçlu veya kefilden talep ettikten sonra kefile kefil olan kişiye başvurabilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: