Bağışlama tıpkı satış gibi mülkiyetin devrini amaçlamaktadır.
Türk Borçlar Kanunu 285. Madde bağışlama sözleşmesini düzenlemektedir: “ Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlar arası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir.”
Bağışlama tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Yani bağışlama taahhüdünde bulunan kişi borç altına girer. Bağışlanan kişi ise herhangi bir borç yüklenmemektedir.
Bağışlama sonucunda bağışlayanın malvarlığında bir azalma, bağışlananın malvarlığında da o oranda bir çoğalma meydana gelir. Bu sebeple kazanılmamış bir haktan vazgeçmek veya bir mirası reddetmek bağışlama sayılmaz. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz.
Herkes bağışlama yapabilir mi?
Bağışlama sözleşmesi yapabilmek için bağışlayanın, fiil ehliyeti bakımından “tam ehliyetli olması” gerektiği halde, bağışlananın sadece ayırt etme gücüne sahip olması yeterlidir.
Bağışlanan herhangi bir borç altına girmediği için tam ehliyetli olmasına gerek yoktur. Ayırt etme gücüne sahip kısıtlılar bağışlanan menfaati kabul edebilir.
Örneğin; 14 yaşında bir çocuk, ayırt etme gücüne sahiptir ancak yaş küçüklüğü sebebiyle tam ehliyetli değildir. Mesela kendisine bağışlanan bir bilgisayarı yasal temsilcisinin izni olmadan kabul edebilir.
Ancak yasal temsilcinin sınırlı ehliyetsiz olan kişiyi kabulden men etme ve bağışlanan şeyi bağışlayana vermesini isteme yetkisi vardır.
Bağışlamanın elden bağışlama, bağışlama taahhüdü, bağışlayanın ölümüne bağlı bağışlama, yüklemeli bağışlama ve bağışlayana dönme şartıyla bağışlama gibi türleri mevcuttur.
Elden bağışlama, bağışlama konusu olan şeyin bağışlanana teslimiyle gerçekleşir. Sadece taşınır eşyalar elden bağışlamaya konu olabilir. Örneğin, bir kalemin bağışlama kastıyla başka birine verilmesi gibi.
Bağışlama taahhüdünde bağışlamaya ilişkin bir söz verilmektedir. Örneğin, 20 temmuzda sana arabamı karşılıksız olarak vereceğim denilmesi.
Elden bağışlamanın konusunu sadece taşınır eşyalar oluşturabildiği halde, bağışlama taahhüdünün konusuna taşınırlar ve taşınmazlar da girer.
Borçlar kanunu elden bağışlamayı herhangi bir şekle tabi tutmamıştır. Ancak bağışlama taahhüdü belirli şartlara bağlanmıştır.
Bağışlama konusu şey bir taşınmaz ise tapu memuru önünde yapılması zorunludur.
Taşınırlarda ise yazılı bir sözleşmenin bulunması yeterli olacaktır.
Bağışlama sözleşmesinden dönmek mümkün müdür?
Bağışlama sözleşmesi tek taraf borç yükleyen bir sözleşme olduğu için sadece bağışlayan borç altına girer. Bağışlayan bu borcunu yerine getirmezse bağışlanan taraf borcun yerine getirilmesini talep edebilir.
Bağışlama konusu olan şeyin ayıplarından ve zapt edilmiş olmasından da, ancak sözleşmede özel olarak garanti vermişse sorumlu tutulabilir.
-Bağışlanan, bağışlayana veya onun yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,
-Bağışlanan, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanunen yükümlü olduğu ödevlere önemli ölçüde aykırı davranmışsa,
Bağışlayan elden yaptığı bağışlamadan dönerek bağışladığı şeyi geri isteyebilir.
Bağışlama taahhüdünde ise;
-Yukarıdaki şartlardan birinin gerçekleşmesi
-Mali durumu sonradan bağışlama sözünün yerine getirilmesini kendisi için olağanüstü ağır kılacak ölçüde değişmişse
-Bağışlama sözü verildikten sonra, kendisi için yeni aile yükümlülükleri doğmuş veya bu yükümlülükler önemli ölçüde ağırlamışsa
Bağışlayan henüz yerine getirmediği bağışlama taahhüdünden dönerek ifadan kaçınabilir.
Bağışlayan dönme sebebini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde bağışlamadan dönme hakkını kullanmazsa bu hakkını kaybedecektir.
Herkese mutlu pazarlar,
Haftaya görüşmek üzere,
Esen kalın…
Yorumlar
Kalan Karakter: