Türkiye’de TÜİK’in verilerine göre son 20 yılda evlenme oranı düşerken boşanma oranı hızla yükseliyor. 2021’de 562 bin evlilik yapıldı, 174 bin de boşanma gerçekleşti.
2021 yılı verilerine göre boşanma sebeplerinden ilk 5 şöyle sıralanıyor;
1-Sorumsuz ve ilgisiz davranma %32
2-Aldatma %14
3-Evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama %10
4-Dayak/kötü muamele %8
5-Aile büyüklerinin aile içi ilişkilere karışması %8
Hepsi ne kadar da tanıdık değil mi? Peki boşanma oranlarının artmasının sebebi kültürel yozlaşma mı?
Aslında saydığımız bu sebepler, tarih boyunca evliliğin içinde hep olan ve bundan sonra da olmaya devam edecek sorunlar.
Özellikle kadınlarımız, son yıllardaki toplumsal rollerinin gelişmesi ve haklarını arama noktasındaki öz güvenli tutumları sayesinde kendilerini ezdirmemektedirler.
Bundan 30 yıl önce de yukarıda saydığım birçok sebep evlilik içinde yaşanıyordu fakat üstü kapanıyordu. Çünkü toplumun kadına biçtiği rol bunları sineye çekmekti. Artık bu duvar yıkıldı. Bu sebepten boşanma sayılarının artmasını salt kültürel yozlaşmaya bağlamak ‘’evlilikte olur böyle şeyler, sineye çek’’ mantığının tezahürüdür. Şimdi Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen boşanma sebeplerine göz atalım.
BOŞANMA SEBEPLERİ
Boşanma sebeplerini, genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleri olarak iki ana başlık altında toplayabiliriz.
Genel boşanma sebebi, evlilik birliğinin temelden sarılmasıdır. Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Bu sebeple açılacak boşanma davalarında kusur aranmaz.
TMK bazı sebepleri özel olarak saymıştır.
ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ
Özel boşanma sebepleri beş tanedir ve bunlar kanunda sınırlı olarak sayılmıştır.
1- Zina
Genel olarak zina, eşlerin birbirlerinden başka biriyle isteyerek cinsel ilişkide bulunması demektir. Bir başka deyişle eşlerden birinin evlilik dışı cinsel ilişkide bulunmasıdır. Zina sebebiyle boşanma davası açabilmek için, evlilik ilişkisinin hukuken devam ediyor olması ve eşlerden birinin bilerek ve isteyerek başka bir kimseyle cinsel ilişkiye girmiş olması gerekir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma davasını, boşanma sebebini öğrenmesinden itibaren 6 ay ve her zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmeden açmak zorundadır. Aksi takdirde zina eylemini affetmiş sayılacaktır.
Zinayı affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Zina mutlak boşanma sebeplerinden biridir. Hakim zinanın kanıtlanması halinde ayrıca hayatın diğer eş için çekilmez hale gelmiş olup olmadığını araştırmadan boşanmaya karar verebilir.
2- Hayata kast ve pek kötü veya onur kırıcı davranış
Hayata kast, eşlerden birinin diğerinin yaşamına son verme amacı ve kastıyla yaptığı eylemlerdir. Hayata kast eden eşin ayırt etme gücüne sahip olması gerekir. Yani akıl hastası eşin diğer eşi öldürmeye kalkması bu madde kapsamında yer almayacaktır. Tıpkı zina gibi hayata kast da mutlak boşanma sebebidir. Affeden eşin dava hakkı düşer.
Pek kötü ve onur kırıcı davranış, eşe yapılan eziyetler, onun bedensel ve ruhsal sağlığını tehlikeye düşürecek davranışlar, eşini hapsetmek, aç bırakmak, dövmek, işkence etmek, anormal cinsel ilişkiye zorlamak, eşe sürekli hakaret etmek, onu sürekli aşağılamak gibi ağır eylemlerin gerçekleşmesidir ve mutlak boşanma sebebidir. Affeden eşin dava hakkı düşer.
Süreler bakımından zinada yer alan süreler aynen bu sebeplerde de geçerlidir. Kusursuz olan eşin dava hakkı öğrendiği tarihten itibaren 6 ay ve her halükarda 5 yıldır.
3- Suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme
Suç işleme sebebiyle boşanmada kanunun boşanma sebebi saydığı suçlar küçük düşürücü ya da yüz kızartıcı suçlardır. Bu suçlara hırsızlık, cinsel istismar, dolandırıcılık, rüşvet, zimmet, terör gibi suçlar örnek gösterilebilir. Bir suçun yüz kızartıcı, küçük düşürücü suç olup olmadığını her somut olayın özelliklerine göre hakim takdir edecektir. Örneğin hırsızlık yüz kızartıcı suçtur. Ancak yapılan hırsızlığın zaruret halinde yapılması durumunda farklı bir değerlendirmeye gitmek gerekecektir.
Dikkat edilmesi gereken noktalardan biri, evlenmeden önce işlenmiş olan bu tür suçlar boşanma sebebi sayılmayacaktır. TMK ‘ya göre bu sebep nisbi boşanma sebebidir. Dolayısıyla, hakim ayrıca ortak hayatın bu yüzden diğer eş için çekilmez hale gelmiş olup olmadığını araştırması gerekecektir. Eğer ortak hayatın çekilmez hale geldiğine kanaat getirirse boşanmaya karar verecektir.
Haysiyetsiz hayat sürme, sürekli olarak namus, şeref ve haysiyet gibi toplumsal kavramlara aykırı biçimde yaşamaktır. Mesela, genelev işletmek, içki düşkünlüğü, esrarkeşlik, kumarbazlık, anormal cinsel ilişki düşkünlüğü gibi birçok hali haysiyetsiz hayat sürmeye örnek gösterebiliriz. Haysiyetsiz hayat sürmede en önemli kriter bu davranışların süreklilik arz etmesidir. Haysiyetsiz hayat sürme de suç işleme gibi nisbi boşanma sebebidir.
Küçük düşürücü suç işlenmesi veya haysiyetsiz hayat sürme boşanma sebepleriyle açılacak davalarda hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Dolayısıyla belirttiğim sebeplere dayalı boşanma davası her zaman açılabilir. Eşlerden birinin diğerini affetmesi de dava açmasını engellemeyecektir.
4- Terk
Eşlerden birinin ortak hayata devam etmemek üzere ortak konuttan ayrılarak diğer eşi bırakıp gitmesini veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmemesini terk olarak nitelendiririz. Terk sebebiyle boşanma davası açabilmek için gerekli bazı şartlar gereklidir.
-Ortak hayata son verecek şekilde gerçekleşmiş olmalıdır.
-Terk fiilinin haklı bir sebebe dayanmamış olması gerekir. Örneğin; askerlik, hastanede uzun süreli tedavi, öğrenim için ülkeye değiştirme, mahkumiyet gibi sebepler terk fiilini oluşturmaz
-Evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerini getirmeme amacıyla gerçekleşmiş olmalıdır.
-Terk sebebiyle ayrı yaşamanın en az 6 ay sürmüş ve devam etmekte olması gerekir. Bu sebepten, terk eden eş altı aylık süre dolmadan eve geri gelirse, bu süre kesilmiş olacaktır.
Terk sebebiyle boşanma davası açabilmek için öncelikle bazı usullerin eksiksiz yerine getirilmesi gerekir. Öncelikle terk edilen eş hakim veya notere başvurarak terk eden eşe ihtarda bulunulmasını istek zorundadır. Terk edilen eş hakim veya notere en erken terk olayını takip eden 4. Ayın sonunda başvurabilir. Bu başvuru üzerine inceleme yapılmaksızın usulüne uygun şekilde terk eden eşe ihtar çekilir. Söz konusu ihtarda terk eden eşe 2 ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği bildirilir. Terk sebebiyle boşanma davasında terk eden eşe ihtar çekilmesi zorunluluktur. Terk de tıpkı zina gibi mutlak boşanma sebebidir.
5- Akıl Hastalığı
Eşlerden biri akıl hastası olup da ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edildikten sonra boşanma davası açılabilir. Akıl hastalığı sebebiyle boşanmada dikkat edilmesi gereken nokta şudur:
Eğer boşanma sebebi olan akıl hastalığı evlenmeye engel teşkil edecek türden bir hastalık ise, bu hastalığın evlenmeden sonra ortaya çıkmış olması gerekir. Zira evlenmeden önce söz konusu hastalık varsa ve buna rağmen evlilik gerçekleştiyse, bu durum boşanmaya değil mutlak butlana sebep oluşturacaktır. Butlan ve boşanmanın hukuki sonuçları birbirinden farklı olacağı için bu hususa dikkat edilmesi gerekir. Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası açmak için kanunumuz herhangi bir hak düşürücü süre öngörmemiştir.
Önümüzdeki hafta çekişmeli ve anlaşmalı boşanma davalarının farklarına değineceğim.
Haftaya aynı günde, Nöbetçi Gazete’de,
Görüşmek üzere…
Yorumlar 2
Kalan Karakter: