Toplumumuzun geneli hakaret konusunda oldukça hassastır. Kendisine, eşine, çocuklarına, annesine hatta arkadaşlarına bile hakaret edilse bu duruma karşı şiddetli tepkiler verir. Bu hakaretler bazen bir küfür bazen ise bir el hareketi bile olabilir. Hakaret suçunu basında genelde ‘’Cumhurbaşkanı’na hakaret davalarıyla’’ görürüz. Adalet Bakanlığı verilerine göre Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu kapsamında; 2014’ten bu yana soruşturma sayısı 194 bin 142, açılan dava sayısı ise 44 bin 675 ulaşmıştır. Adalet Bakanlığı verilerine göre 2014’te 18 yaş altındaki yalnızca bir çocuk hakkında dava açılırken bu sayı 305’e yükselmiştir.
HAKARET NEDİR?
Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, bu suçu işlemiş sayılır.
Hakaret fiilinin kişinin yokluğunda da işlenmesi mümkündür. Mağdurun yokluğunda hakaret eden kişinin söz ve davranışlarını en az 3 kişinin öğrenmesiyle oluşabilir. Failin 3 kişiyi muhatap aldığını bilmesi ve istemesi gerekir. Örneğin, 2 kişiyle konuşurken 1 kişi kapıda gizlice dinliyorsa ihtilat oluşmaz. Mağdura telefonla, mesajla yapılan hakaret, yokluğunda değil huzurunda yapılmış sayılır.
Hakaret suçu doğrudan kişilik haklarına saldırıdır. Hakaret suçu kişinin onur, şeref ve saygınlığını korumaktadır. Bu nedenle, tüzel kişilere karşı (dernek, vakıf, şirket, spor kulübü, siyasi parti vs.) hakaret suçu işlenemez, hakaret suçu ancak gerçek kişiler aleyhine işlenebilir. “…. şirketini sinkaf edeyim” şeklindeki beyanlar hakaret suçuna doğurmaz. Ancak, “… şirketinin yöneticilerini sinkaf edeyim” şeklindeki beyanlar hakaret suçunu teşkil eder.
Hakaret suçu dolaylı şekilde de işlenebilir. Örneğin; Evli bir kadına ‘’kocan başka kadınlarla zina yapıyor’’ denilmesi kadına yapılan bir dolaylı hakarettir.
Hakaret suçunda mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş olabilir. Ancak mağdurun şahsına yönelik olduğu konusunda kuşku yoksa hakaret eylemi gerçekleşmiş sayılır.
Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnatlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde hakaret suçu oluşmaz. Ancak bunun için isnat ve değerlendirmelerin, somut olaylara dayanması ve söz konusu uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir. Örneğin bir boşanma davasında evden altınları alıp evi terk eden kadın hakkında ‘’hırsız, altınlar alıp kaçtı’’ denmesi hakaret suçunu oluşturmayacaktır. Ancak böyle bir dava söz konusu olmasaydı kişi hakkında ‘’hırsız’’ denmesi hakaret suçunu oluşturacaktı.
Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu TCK madde 299 da ayrıca düzenlenmiştir. Söz konusu madde uyarınca;
- Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.
- Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
CEZAYI AĞIRLAŞTIRAN SEBEPLER NELERDİR?
-Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi
-Dini , siyasi, sosyal felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı işlenmesi
-Kişinin mensup olduğu dine göre kutsal sayılan değerler sebebiyle işlenmesi
-Alenen işlenmesi
HAKARET SEBEBİYLE TAZMİNAT DAVASI
Hakaret suçu TCK’da ‘’şerefe karşı işlenen suçlar’’ başlığında düzenlenmiştir. Hakaret fiili mağdurun şerefine, onura ve haysiyetine karşı işlenen bir suç olduğu için edilen hakaretler mağduru kendi çevresinde küçük düşürebilir, acı ve üzüntüye sevk edebilir. Oluşan hukuka aykırılık sebebiyle mağdur tazminat talebinde bulunabilir. Söz konusu isteğin hukuki dayanağı Türk Medeni Kanunu madde 24-25 ‘te bulunmaktadır.
Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.
Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir.
Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir. Manevi tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; miras bırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez. Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.
Haftaya aynı günde, Nöbetçi Gazete’de,
Yine özel bir konuyla görüşmek üzere…
Yorumlar
Kalan Karakter: