Nişanlanma genel olarak ileride birbirleriyle evlenmek isteyen ayrı cinsten iki kişinin, bu konudaki niyetlerini aralarında dile getirmeleri, iradelerini birbirlerine karşı açıklamalarıdır.
Nişanlanma sonunda bir erkek ile bir kadının, yani nişanlıların içerisine girmiş oldukları bu hukuki ilişkiye nişanlılık denir.
Nişanlanma evlilik vaadiyle yapılan bir sözleşmedir. Zira, TMK'nın 118. maddesi hükmüne göre; 'nişanlanma, evlenme vaadiyle olur. '
Nişanlanmanın Şartları Nelerdir?
Tarafların nişanlanma ehliyetine sahip olmaları ve ileride birbirleriyle evlenme vaadini içeren nişanlanma iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun surette açıklamaları gerekir. Ayrıca nişanlanacak olan kimseler arasında nişanlanma engelleri bulunmaması gerekir.
Tam ehliyetliler nişanlanmaya tam ehil bulunmaktadırlar. Tam ehliyetli bir kadın ile erkeğin nişanlanması için kimseden izin alması gerekmez.
Ayırt etme gücüne sahip küçükler, nişanlanabilmek için yasal temsilcilerinden izin almak zorundadırlar.
Nitekim TMK md. 118/2 hükmüne göre, ‘’nişanlanma yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça küçüğü veya kısıtlıyı bağlamaz’’ Bu durumda nişanlanmanın sınırlı sınırlı ehliyetsiz açısından hüküm ifade etmesi yasal temsilcinin işleme icazet vermezse nişanlanma geçersiz olur.
Küçüğün nişanlanmasında da sadece babanın veya sadece annenin rıza vermiş olması yeterli değildir.
Velayet hakkını birlikte kullanan anne ve babanın küçüğün nişanlanmasına ayrı ayrı ikisinin de rıza vermeleri gereklidir.
Tam ehliyetsizler yani ayırt etme gücünden yoksun bulunanlar nişanlanma sözleşmesi yapamazlar. Bu kişilerin yaptıkları nişanlanma sonuç doğurmaz ve kesin hükümsüz olur.
Nişanlanma sözleşmesinin kurulabilmesi için nişanlanacak olan erkek ve kadının nişanlanma iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun surette açıklamaları gerekir. Nişanlanma iradesi herhangi bir şekle tabi değildir. Bu irade beyanı yazılı veya sözlü, açık veya örtülü şekilde ifade edilebilir. Nişanlanma iradesi bizzat nişanlanacak olan erkek ve kadın tarafından açıklanmalıdır.
Nişanlanmada temsil uygulanmaz. Yani bu hak temsilci aracılığıyla kullanılamaz.
Nişanlanma Engelleri Nelerdir?
Medeni kanun evlenme engellerini ayrıntılı şekilde düzenlemiş olduğu halde nişanlanmaya engel olan hallerin neler olduğunu açıklamamıştır. Ancak öğreti de kabul edilen görüşe göre evlenme engellerine ilişkin kanun hükmü evleviyetle uygulama metodu yoluyla nişanlanmaya da uygulanmalıdır.
Akıl hastalığı, engel derecede kan ve kayın hısımlığı, evlatlık ilişkisi, mevcut evlilik nişanlanmaya da engel teşkil edecektir. Ayrıca çifte nişanlanma da nişanlanma engellerinden biridir. Nişanlı bir kimse nişanlılığı devam ederken ikinci bir nişanlanma yaparsa genellikle bu ikinci nişanlanma geçersiz sayılmaktadır.
Nişanlanmayla Birlikte Gelen Hak ve Yükümlülükler
Nişanlanmada her iki nişanlı için doğan en önemli yükümlülük evlenmedir. Ancak evlenme yükümünü yerine getirmeyen nişanlı vaadini yerine getirmeye yani evlenmeye zorlanamaz.
‘’Nişanlılık, evlenmeye zorlama için dava hakkı vermez.’’
Nişanlılar arasında bir diğer yükümlülük sadakat yükümüdür. Nişanlılar cinsel yönden birbirlerine sadık kalmalarının yanı sıra nişanlılığın gereklerine uymaları, ileride evlenmelerini zorlaştıracak veya imkansız kılacak, nişanlılık ilişkisinin sarsacak yersiz davranışlardan sakınmaları da gerekmektedir.
Nişanlılığın sona ermesi durumunda verilen hediyeler iade edilecek mi?
Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler verenler tarafından geri istenebilir.
Hediyelerin iadesi için kusur şartı aranmamıştır. Yani kusurlu olan tarafta alışılmışın dışındaki hediyeleri geri isteyebilecektir.
Yargıtay’ın genel olarak kabul ettiği görüşe göre alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, fakat mevcut değilse bedeli oranında geri verilir.
Alışılmışın dışındaki hediye kavramından anlamamız gereken giymekle, kullanmakla tüketilebilen eşyalardır. Yani ayakkabı, elbise, kol saati vb. gibi eşyaların iadesi istenemeyecektir.
Ancak nişan yüzüğü dışında verilen tüm altın ve ziynet eşyalarının iadesi gerekecektir.
Taraflar nişanın bozulması sebebiyle tazminat talep edebilir mi?
Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın tek yanlı olarak nişanı bozmuşsa veya nişanın bozulmasına kusurlu davranışıyla sebebiyet vermişse diğer nişanlı bu yüzden meydana gelmiş olan zararlarının giderilmesini ondan talep edebilir. Bu durumda tazminat davaları ancak nişanın haklı bir sebep olmaksızın veya taraflardan birine yükletilebilen bir sebep yüzünden bozulması halinde söz konusu olabilir.
-Kusursuz nişanlının uğramış olduğu maddi zararı karşılamak üzere kusurlu nişanlıya açtığı tazminat davası maddi tazminat davası olur. Maddi tazminat isteme hakkına sahip olan sadece kusursuz nişanlı değildir. Onun anne ve babası ile anne veya baba gibi davranan diğer kişiler de bu davayı açabilir.
-Nişanın bozulması sebebiyle kişilik hakkı zedelenen taraf kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Manevi tazminat davası ancak kusursuz nişanlı tarafından kusurlu olan nişanlıya karşı açılabilir. Başka kişilerin manevi tazminat isteme hakkı yoktur.
Nişanın sona ermesi sebebiyle açılacak tazminat davalarında zamanaşımı süresi 1 yıldır. Yani nişanlılardan biri diğer nişanlıya karşı tazminat davasını nişanın sona erme tarihinden itibaren 1 yıl içinde açabilir.
Haftaya aynı günde, Nöbetçi Gazete’de,
Yine özel bir konuyla görüşmek üzere…
Yorumlar 2
Kalan Karakter: