“Cumhuriyeti ve onun gereklerini yüksek sesle anlatınız. Bunu yüreklere yerleştirmek için elverişli olan hiçbir durumu kaçırmayınız.”
“Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”
Atatürk’ün bu değerli sözleriyle başlamak istedim yazıma. Çünkü Cumhuriyetin kuruluşunun 99’uncu yıldönümünde, 29 Ekim günü coşkusunu hiç kaybetmeyelim isterim.
Her ne kadar milletimiz için ayrıca büyük bir anlam ifade eden Togg’un açılış törenine denk gelmiş olsa da… Denk gelmiş olamaz. Düzelteyim; tercih edilmiş olsa da…
Şimdi bir kısım diyecek ki, “Böyle özel bir gün seçilmiş daha ne olsun! Size de bir türlü yaranılmıyor vs.”
Hâlbuki seçilecek herhangi bir gün zaten özel olacaktı Togg sebebiyle. Yanılıyor muyum?
***
Konuya gelecek olursak…
Togg Gemlik Kampüsü Açılış Töreni, yoğun katılımın sağlandığı büyük bir organizasyondu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın törene teşriflerinden önce ikramların yapıldığı ve aracın gösteriminin olduğu salonda belediye başkanları, bakanlar, iş adamları, basın mensupları ve özel davetlilerden birçok katılımcı bulunuyordu.
Spot ışıkları altında milli gururumuz; Togg ve önünde patlayan flaşlarla herkes bir kare fotoğraf yakalamaya çalışıyordu. Tahmin edersiniz ki her görsel şovun bir de arka yüzü vardır. Hava almak için kapı önüne çıkmıştım. Davetliler her bir köşede fotoğraf çekilmekle meşgulken içeriye yemek-içecek servisi yapan görevli personelin şikâyetleri kulağıma çalındı. Bir ses; “Biz mola yapmayacak mıyız?” diye serzenişte bulunuyordu. Arı gibi çalışan personel aralıksız servis yapıyordu. Tabii ki o ses kalabalığın gürültüsünde yitip gitti. Başka duyan da olmadı sanırım…
Açılış töreninin yapılacağı salona geçtiğimizde basının payına arka sıralara oturmak düştü. ‘Yerel basının kaderi bu’ demek yanlış olmaz sanırım. Fotoğraf çekimi için yaklaşmak istediğimizde belli bir yerden öteye geçemiyorduk. Salonun dört bir yanına yerleştirilen dev ekranlar sayesinde süreci takip edebildik ki evlerimizdeki büyük ekran televizyonlarda izlemekten pek farkı yoktu açıkçası.
Zaten salonun en arka bölümü genelde boştu. Bir kısım sürekli yer değiştiriyordu. Karnı acıkan bir şeyler içmek isteyen ikramların yapıldığı salona geçip oradaki dev ekranlardan programı takip etti.
***
Bu kadar izlenim yettiyse gelelim Togg’a…
Öncelikle milli olup olmadığı konusunda eleştirilerin hedefi olsa da dünyadaki tüm araçların bazı parçalarının farklı yerlerde üretildiğini ve tedarik edildiğini göz önünde bulundurmak gerekir diye düşünüyorum.
Bu anlamda eleştiriler gereksiz boyutlara ulaşmamalı. Sonuçta bu büyük bir girişim. Önemli olan ilerleyen sürecin getirecekleri olacaktır.
Diğer yandan;
‘Togg fabrika değil kampüs; otomobil değil akıllı cihaz’ sözleri slogan gibi zihinlere kazındı adeta. 60 yıllık hayalin ardından ilk olarak Ocak 2019’da beyaz sayfaya karakalem çizimlerle aktarılan bu proje, Mayıs 2021’de geliştirilen ürünlerle denenmeye başladı.
Şimdi 1300 kişilik bir ekip var arkasında. Hedef sadece Türkiye değil, Avrupa’ya hatta tüm dünyaya Türk otomobilini satmak; yani küresel bir marka olmak.
Bir önemli detay ise; Çevre dostu bu akıllı cihazın yine çevre dostu bir tesisten çıkacağının ifade edilmesi oldu.
2023 yılının ilk çeyreğinin sonunda yollarda göreceğiz Togg’u. Satış bedeli de şubat ayı gibi belli olacakmış. İlgililere duyurulur.
İkinci el araç dahi almanın zor olduğu günümüzde, Togg’un yanından geçmek nasip oldu da binmek anca hayal olur bence…
Yorumlar
Kalan Karakter: