Son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz bir kavram Metaverse!
Dilimizdeki karşılığı ‘öte oluşum/ötedeki yer’ olan bu kavram bazılarının ilgisini çekerken bazılarının kafasını karıştırdı.
Hepimizin aşina olduğu tanımı ile ‘Sanal Evren’in kapıları açıldı artık.
Dünya her geçen gün değişiyor, gelişiyor. Haliyle buna ayak uydurmaya çalışıyoruz. Bize ve yaşamlarımıza dair her şey dijital ortama taşınıyor.
Dijitale uyum sağlamakta zorlanan eski kuşakların ‘ilkel’ olarak nitelendirildiği günümüz dünyasında kuşak farkları ve çatışmaları daha da kendini belli ediyor.
Dijital çağın içine doğan Z kuşağı bu anlamda şanslı. Çünkü kolaylıkla bu gidişata ayak uydurabiliyor.
***
Sanal gerçeklik teknolojisinin geliştirilmiş versiyonu olan metaverse, kurgusal evren olarak da tarif ediliyor.
Metaverse ile tanışmamız bir nevi sanal oyunlar, arsalar ve blockchain kavramlarıyla gerçekleşti aslında.
Benim de yeni yeni kavradığım blockchain denilen şey ise bloklardan oluşan zincir yapıyı tanımlıyormuş. Blockchain, dağınık yapıda bir veritabanı sistemi olarak şifrelenmiş işlemlerin takibini sağlayıp iş ağında yer alan işlemlerin kaydedilmesi ve takip edilmesi gibi adımları kolaylaştırıyormuş.
Metaverse ya da sanal evren, birtakım sanal gerçeklik araçları aracılığıyla (bilgisayarlar, Android cihazlar ve 3 boyutlu cihazlar) insanların fiziken değil de tamamen zihinsel olarak var olabildikleri algısal evren olarak açıklanabilir.
Bu teknoloji neler sağlar?
İnsanların sanal evrende birbirleriyle etkileşim kurmasını sağlıyor. Kullanıcıların sosyalleşebilecekleri, alışveriş yapabilecekleri, farklı aktiviteler gerçekleştirebilecekleri ve yeni şeyler öğrenebilecekleri sanal bir dünya sunuyor.
Satın alınabilen evler, arsalar, eşyalar ve bu satın alma işlemleri için kullanılan sanal paralar şimdiden alıcısını ve değerini bulmuş görünüyor.
Yani şöyle de denilebilir; Gerçek yaşamın, sanal ve dijital bir versiyonu.
Kullanıcılar da avatarlarıyla dahil olabilir, normal günlük faaliyetlerini orada sürdürebilir.
Her ne kadar ‘gerçeklik’ ile bağımızı koparıp sanal dünyaya kanalize edecek gibi görünse de sistem kaçınılmaz olarak bu yöne doğru kayıyor…
***
METAVERSE VE EĞİTİM
İl Milli Eğitim Müdürlüğü, SODİMER, Türkiye Metaverse Platformu ve Bahçeşehir Koleji Nilüfer Kampüsü iş birliği ile ‘Metaverse ve Eğitim’ paneli gerçekleştirildi.
SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan, SODİMER Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Asım Egemen Yılmaz ve Türkiye Metaverse Platformu kurucusu Emre Kutlu panel konuşmacılarıydı.
Öncelikle bu panelde, ülkemizin metaverse endüstrisinde dünyanın çok gerisinde olmadığı hatta Avrupa’dan daha iyi bir konumda olduğunu öğrenmiş olduk.
Amacın, ülkemizi metaverse evreninde küresel bir oyuncu yapmak olduğu, devletin bu anlamda aldığı kararların yerli girişimcinin önünü açtığı belirtildi.
***
SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan, “Şu aşamada metaverse’ten ziyade pre-metaverse’ten bahsedebiliriz ama çocuklarımızın hazır olduğu bu dünyaya bizlerin de hazırlanması gerekiyor” dedi. Metaverse alanındaki popülarite konusunda yaşanan durgunlukla alakalı da “Biz bunun adını bundan üç ay önce koyduk ve ‘metaverse kışı’ dedik. Çünkü bu sürecin inişli, çıkışlı olması çok normal bir durum. Bu dönemde önemli olan yapının güçlü bağlamını anlama-anlatma-uygulama düzleminde ortaya koymamız gerekli. Şu anda anlama aşamasındayız. O kadar sık ve yoğun konuştuk ki insanlar ‘ne bu metaverse’ diye koşmaya başladı. Ama henüz öyle bir teknoloji yok. Erken bir süreçteyiz ama ülkemiz girişimcilerle birlikte çok önemli adımlar atıyor. Avrupa’dan know-how ve uygulama bağlamında çok daha iyi durumdayız. Bu süreçte kamu ile birlikte iş dünyasının da motivasyonlarının artması gerekli” diye konuştu.
Türkiye’de yerli blockchain konusunda önemli gelişmeler yaşandığını ve çalışmaların hızlandığını belirten Türkiye Metaverse Platformu kurucusu Emre Kutlu, “Biz Türkiye olarak bu konuda bakışımızı çok daha yeni değiştirdik. Bunu devlet politikası haline getirmek adına önemli kararlar alındı. Bu adımlarla birlikte o mevcut girişimlere yol açılmış oldu. Yakın zamanda yerli yazılımların olduğu yerli bir ağın kullanıldığı döneme geçiyor olacağız” şeklinde konuştu.
Üniversitelerin bu konuya bakışıyla alakalı olarak konuşan Prof. Dr. Asım Egemen Yılmaz ise “Yavaş yavaş farklı bölümler, disiplinler arası programlar konuşulmaya başladı. Bu konuda Vakıf üniversiteleri daha hızlı hareket edecektir. Önümüzdeki dönemde dinamik vakıf üniversiteleri ile birlikte kamudaki araştırma üniversitelerinde bu tarz bölümler çeşitli seviyelerde olacak. Bazı üniversitelerimizde yüksekokul seviyesinde ‘metaverse teknisyenliği’ gibi programlar açalım tarzı çalışmalar var. Bu konuda açıkçası üniversitelerimiz ağır yapılarına rağmen oldukça hızlı aksiyon aldı” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: