Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) işbirliği ile yürütülen “Büyükşehir Belediyesi Risk Azaltma Önleme ve Planlama Projesi”den elde edilen ilk veriler kamuoyu ile paylaşıldı.
Bursa’nın depreme karşı dirençlilik haritasını ortaya koyan ilk veriler bile doğrusu kaygı verici.
JICA uzmanlarının 12 fay segmenti üzerinde yaptığı tespit çalışmalarına göre yüksek sıvılaşma potansiyeli taşıyan bölgeler Gemlik ve Mudanya kıyı bölgesi, İznik Gölü kenarı.
174 kilometrelik İznik, Gemlik hattı 7,6 büyüklüğünde; Hatay ve Gölcük depremlerinden daha yıkıcı bir deprem potansiyeli taşıyor.
İznik-Gençali, Uluabat, Bursa+İnegöl, Mustafakemalpaşa+Orhaneli, Soğukpınar+Oylat, Barakfakih ve Yenişehir segmentleri 7.4 ile 6.2 arasında değişen büyüklükte deprem potansiyeline sahip.
Bursa Büyükşehir Belediyesi (BBB) envanterine göre Bursa genelinde toplam yapıların yüzde 40’ının yapım yılı verisi yok.
Yapıların üçte biri 1980’de inşa edilmiş.
BBB envanterine göre 515 bin 835 bina bulunuyor.
Emlak verilerine göre bu binalarda 1 milyon 777 bin 123 konut mevcut.
Öngörüle senaryolara göre Bursa+İnegöl segmentindeki olası depremde ilk etapta 22 bin binanın çökmesi bekleniyor.
İznik-Gemlik hattını ifade eden birinci segmentte 1999 Gölcük Depremi baz alınarak yapılan hesaplamalara göre 7.2’lik bir depremde en kötü senaryoda 58 bin, çapraz senaryoda 70 bin binanın yıkılacağı öngörülüyor.
Japon uzmanlar bu noktada amacın korkutmak değil, doğru aksiyon alınmasını sağlamak olduğunu ifade ediyor.
Çalışmanın altyapı ve kamu binaları ile ilgili kısmında da çarpıcı veriler var.
Bu alanlarda bütçe sınırlamaları belirleyici etken.
Bu nedenle çalışmada bir önceliklendirme ile hassas sektör ve yapılar ile tesislerin bulundukları bölgeler ile risk oranları eşleştirilmiş.
Buradan elde edilen sonuçlara göre Bursa’daki Büyükşehir Belediyesi sorumluluğundaki köprüler ve yolların yüzde 80’i tehlikeli alanlarda inşa edilmiş.
Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğundaki otoyollar 2000 yılı sonrası inşa edildikleri için depreme dayanıklı ancak onların da bazıları fay hattından geçiyor bazılarında fayı kesen tüneller var. Otoyolların yüzde 40’ı tehlikeli alanlarda.
Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğundaki 127 köprüde yapılan incelemede toplam 16 köprünün tehlikeli alanlarda bulunduğu, yapısının eski ve basit kirişli olduğu belirlenmiş.
Bu 16 köprüden 15’i ise çökme riski içeriyor.
En riskli köprülerden Gemlik girişindeki İstiklal Köprüsü’nün kiriş desteği zayıf, Kestel’deki Mandıras-1 Dere Köprüsü tek payandalı ve çok büyük çatlak tespit edilmiş.
Çok önemli yollar üzerinde yer alan ve yeniden inşası gereken riskli köprüler arasında Engürücük, Kurtul, Mustafakemalpaşa, Sarpador, Kanal (Yenişehir 1), Üniversite Kavşağı, Akiniş, Mihraplı köprüleri bulunuyor.
Büyükşehir Belediyesi sorumluluğundaki il yollarının 49’unda sorunlar var. Örneğin Mudanya yol yüzeyinde büyük çatlak tespit edilmiş. Mudanya, İnegöl ve Orhangazi yolları heyelan riski taşıyor.
Yollara ilişkin güncel temel sorunlardan biri de yolların dolambaçlı ve yetersiz olması. Önemli iki sorun da köprülerde denetim olmaması ve güçlendirme bulunmaması.
Proje çalışmasında yaşam hatlarındaki risklere de dikkat çekiliyor.
Nedir bu yaşam hatları?
Doğalgaz, elektrik, su, telekomünikasyon ağları ve altyapıları ile atıksu ve arıtma sistemleri.
6 atıksu tesisi riskli alanlarda.
Kanalizasyon sisteminin yüzde 27’si yüksek riskli alanda.
Doğalgaz istasyonlarından 2’si en riskli alanda yer alıyor.
Telekomünikasyon risk altında. 681 baz noktasından yer altından geçen 43’ü en yüksek riskli alanda.
Bu yaşam hatları içinde nispeten az risk içeren yapılar ise elektrik altyapıları ile ilgili.
Projenin ilk çıktıları çok kapsamlı, baraj, göl havzaları, havalimanına ilişkin riskler de belirlenmiş durumda.
Uzun sözün kısası, Bursa deprem konusunda ciddi tehdit altında. Olası bir depremin afete dönüşme potansiyeli çok yüksek. Hatta öyle ki bu tabloya göre Bursa’da deprem olsa kimseyi arayıp kurtarın bile diyemeyecek memleket.
Bu yüzden ağır can ve mal kayıplarının yaşanmaması için bu çalışmadan çıkacak sonuçlara harfiyen uyulması gerekiyor.
Kasım 2022’de Alinur Aktaş’ın başkanlığı döneminde sözleşmesi imzalanan, Mart 2023’te çalışmaları başlayan ve Ağustos 2026’da tamamlanacak projenin deprem konusunda uzman olan Japonya ile birlikte yürütülmesi ise işin yürek ferahlatan belki de tek kısmı.
Tek çünkü ilk verilerin ortaya koyduğu tablo kısa sürede çözüm üretmenin en azından ekonomik nedenlerle zorluğuna da işaret ediyor. Tüm eksiklerin tamamlanmasının devasa bir bütçe gerektiriyor.
Buna rağmen yol ne kadar uzun ve zor olursa olsun yola çıkıldığını bilmek bile bir nebze olsun umut veriyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: