Bilgiye erişimin son derece kolay olduğu bir yüzyılda gerçek bilgiye ulaşmak balığın denizde su aramasından farksızken karar alma süreçlerini yönlendirebilmek, politikalar üretmek, üretilen politikaların nedenlerini anlayabilmek için öyle ya da böyle veriye ihtiyaç var.
Toplumsal hafızada güvensizlikle eşleşen bir kurum olmasına rağmen TÜİK’in açıkladığı istatistiklerini bu yönden izlemek gerekiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2024 yılının son üç ayına ilişkin Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarını açıkladı.
Mevsim etkisinden arındırılmış verilere göre işsizlik oranı son çeyrekte bir önceki yıla göre yüzde 0,1 gerilemeyle yüzde 8,6’ya indi. İşsiz sayısı 23 bin kişi azaldı ve 3 milyon 80 bin kişi oldu.
Söz konusu dönemde en büyük işgücü kaybı 36 bin kişi ile hizmetler sektöründe yaşandı.
Hizmetler sektörü, ulaşımdan haberleşmeye, eğitimden sağlığa, iletişimden finansa, avukatlık, muhasebecilik gibi serbest meslekten bilişime, ticaretten turizme, mühendislikten yiyecek içeceğe; geniş bir yelpaze.
Hizmetler sektörünün büyümesi, zenginlik artışı demek; sosyal ve kültürel gelişme, kadın istihdamının artması, nitelikli yaşam talebinin artması ve refah demek. Aynı zamanda uzmanlık gerektiren nitelikli istihdam demek.
TÜİK’in işgücü verileri bu çerçevede ele alındığında söylediği net bir şey var:
Hanehalkı, yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.
Üç ayda 36 bin kişilik işgücü kaybı zenginleşmeyi değil yoksullaşmayı gösteriyor.
TÜİK’in anketindeki başka veriler de bunu doğrular nitelikte.
Kadın istihdamındaki gerileme bunlardan biri.
Erkeklerde işsizlik oranı yüzde 6,8’e gerilerken kadınlarda yüzde 11,7 düzeyinde. Bir önceki yılın aynı dönemine göre değişim göstermese de işsiz kadın sayısı bir milyon 391 binden bir milyon 445 bine yükseldi.
Diğer ifadeyle 54 bin kadın daha işgücü piyasasının dışında kaldı.
İşin acı yanı, eğitim düzeyi yükseldikçe kadınların işsizlik oranının artması.
Yükseköğretim mezunu kadınlarda işsizlik oranı yüzde 14 iken lise altı eğitimlilerde bu oran yüzde 7,9, okur-yazar olmayanlarda yüzde 2,7. Yükseköğretim mezunu 646 bin kadın ne yazık ki işsiz.
Mesleki ve teknik lise mezunu kadınlarda da işsizlik erkeklere göre üç kat daha fazla.
Mesleki liselerde eğitim alan kadınların yüzde 17,8’i işsiz, erkeklerin ise yüzde 6,2’si.
Veriler işgücü piyasasında talebin kadınların aleyhine işlemeye devam ettiğini açıkça ortaya koyuyor.
Kadın ve erkek toplam 2 buçuk milyon kişinin iş bulmaktan ümidini kestiğini gösteren TÜİK’in verilerine göre çok önemli bir başka konu da yaptığı iş nedeniyle herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmadan çalışanlarla ilgili.
İstihdam edilen toplam 32 milyon 20 bin kişiden 8 milyon 580 bini kayıt dışı çalışıyor. Kayıt dışı istihdam kadınlarda daha fazla. Çalışan 10,8 milyon kadının yüzde 32,4’ü diğer deyişle 3,5 milyonu ne yazık ki kayıt dışı istihdam ediliyor.
Daha garip olanıysa kayıt dışılık konusunda elinde veri bulunmasına rağmen kamunun önlem almaması.
İşten çıkarmaydı, evliliği teşvik projeleriydi vs. derken kadınlar iş yaşamından uzaklaştırılıyor.
Sadece iş yaşamından değil ekonomik ve sosyal özgürlüklerden de uzaklaştırılıyor.
TÜİK verileri öyle diyor.
Kadının içinde yer almadığı bir ekonomide zenginlikten söz edilemez.
Yorumlar
Kalan Karakter: