Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, dün Ulaşım Genel Değerlendirme toplantısıyla Bursa’nın ulaşım sorunlarını ve çözüm yollarını kamuoyuyla paylaştı.
İstanbul kadar olmasa da Bursa’da da artık günün herhangi bir saatinde trafikte olmak gerçekten çileye dönüşmüş durumda.
Artan nüfus ve sanayi, ticaret ve yerleşim alanlarının plansızca iç içe geçmiş olması ulaşımın temel sorunu olarak duruyor karşımızda.
Sırtını dağa yaslamış tüm kentler gibi Bursa’nın da kaderi “yol”suzluk; alternatif yollar üretememek.
Üstüne plansızlık ve öngörüsüzlük eklenince uzayan araç kuyrukları, egzoza boğulmuş yerleşimler, araç gürültüsü ve kornalar, zaten patlamaya hazır bir ruh hâlinde gezen memleket insanının zaman zaman magandalığa dönüşen öfke nöbetleri, her gün kendini tekrarlayan bunaltıcı bir keşmekeş yaratıyor.
Başkan Bozbey’in önemle vurguladığı bir nokta bugüne kadar planlamanın eksik bırakılmış olmasıydı. Bu açıdan ulaşım sorununu bilim, ortak akıl ve sahada planlama olmak üzere üç açıdan ele aldıklarını söyledi.
2026 yılının ilk altı ayında onaylanmasını ve yürürlüğe girmesini öngördüğü 1/100 binlik plana, diğer deyişle kent anayasasına herkesin sahip çıkması gerektiği çağrısı önemliydi.
Önemli çünkü istediğiniz kadar planlama yapın, ona sadık kalmadıkça çözüm elde etmeniz mümkün değil.
Örneğin Piccinato Planı gibi. 1958 Kapalı Çarşı yangınından sonra İtalyan mimar ve şehir plancısı Prof. Dr. Luigi Piccinato tarafından çıkarılan Bursa’nın nazım planında, kenti doğal dokusuyla koruyan detaylar vardı. Nitekim 1980’lerde kurulan 1050 Konutlar, bu planın izlerini taşıyordu. Piccinato, sanayi tesisleri ile orada çalışan işçilerin konutlarının aynı bölgede olmasını öngörmüştü.
Tabii o zamanlar çevre konusu bu denli önemli bir sorun olarak dünya gündemini meşgul etmediği için sanayi ile konut alanlarının bir arada bulunması kimseye garip gelmiyordu.
Piccinato’nun planında öngöremediği tek mesele buydu sanırım.
Bana sorarsanız sanayi bölgelerinin yakınında yerleşim yeri planlamak en büyük tehlikedir.
Günümüz koşullarında sanayi bölgelerinin pek çoğundaki tesislerin maliyetler nedeniyle günün belirli saatlerinde baca filtrelerini devre dışı bıraktığı gerçeği üstü örtülemeyecek bir olgu olarak karşımızda duruyorken sanayi ile yerleşimlerin iç içe olması insan sağlığı açısından ciddi bir risk.
Ama kimin umurunda?
Ne gariptir ki Bursa’nın neredeyse bütün OSB’leri konutlarla yan yana olduğu hâlde binlerce işçi her gün kentin bir ucundan bir ucuna mekik dokuyor.
Bunun için de servisler kullanılıyor.
Başkan Mustafa Bozbey, toplantıda 6 bin 663 servisin her gün Bursa trafiğine çıktığını söyledi. Çok ciddi bir rakam! Bozbey’in ifadesiyle 42 kilometrelik bir güzergâh yapıyor bu kadar servisin aynı anda yolda olması.
Ulaşımda konfor için çözüm önerisi olarak servislerin yerine çalışanları toplu ulaşıma yönlendirmeyi planladıklarını açıkladı Başkan.
Gerçekleştirilebilir mi bilinmez ama pek olumlu yanıt bulacak gibi görünmüyor.
Başta servisçiler karşı çıkacaktır.
Ayrıca günün belirli saatlerinde toplu ulaşımda izdiham yaşanacaktır.
Ama daha önemlisi çalışanların durumu.
Gerçi Bozbey, bu servislerin ne kadarı işyerlerine ne kadarı okullara çalışıyor, bir ayrım yapmadı ama işyerlerinin ağırlıkta olduğu görüşünden hareketle yorumuma çalışanlar üzerinden devam edeyim.
Düşünün, 8 saat ayakta iş yapmış bir çalışan, servis yerine toplu ulaşıma binecek tıkış tıkış. Örneğin Kayapa’daki fabrikadan Kestel’deki evine ayakta gidecek. Böyle bir eziyeti çalışanlar kabul edecek mi o da bilinmez.
Bir başka konu da işveren tarafıyla ilgili.
Çalışana ücret zammı yapılırken yol gideri içinde, diyecek işveren ve bir süre sonra o da hayal olacak.
Bakın örneğin 2022’de yürürlükten kaldırılan Asgari Geçim İndirimi (AGİ) uygulaması; başlangıçta her işyeri ödüyordu çalışanına. Sonra işveren zammı yaparken AGİ içinde, demeye başladı ve bir süre sonra da ödemeyenler oldu. O dönemde çalışanların en büyük şikâyetlerinden biri buydu.
Diğer yandan vardiyalı çalışma sisteminde işçinin evine ulaşabilmesi için toplu ulaşım seferlerinin fabrikaların vardiya değişim saatlerine göre planlanması hatta belki 24 saat kesintisiz olması konusu da gündeme gelecektir.
Belki daha çok erken bunları konuşmak için ama insan düşünmeden edemiyor.
Bu nedenle Bozbey’in “Servis sayısını azaltmayı planlıyoruz,” açıklaması konunun bütün muhatapları ile ele alınarak en sağlıklı yolun bulunmasında ve işçi kenti Bursa’da emekçinin mağduriyetini önleyecek çözümler geliştirilmesi gerekiyor.
Nasıl bir çözüm getirilecek, onu da bize zaman gösterecek.
Yorumlar
Kalan Karakter: