Size LÖSEV’i anlatmayacağım. Vakıf, 26 yıldır bunu gayet iyi yapıyor zaten.
Öyle ki 2023 yılında Birleşmiş Milletlerden Ekonomik ve Sosyal Konseyine Özel Danışmanlık statüsü bile aldı.
Daha açık ifadeyle Birleşmiş Milletler’in konferanslarına katılıp hükümetlere yazılı ve sözlü bildiriler sunabiliyor, Ekonomik ve Sosyal Konsey toplantılarında konuşma hakkı bulunuyor.
Kısacası kurduğu Lösemili Çocuklar Hastanesi LÖSANTE bir türlü tam ruhsat verilmediği için atıl kapasiteyle çalışmak zorunda kalırken LÖSEV sözünü dünyaya dinletiyor.
Evet, size LÖSEV’i anlatmayacağım; yalnızca birkaç rakam sıralayacağım ki onları da isterseniz Vakfın web sayfasından detaylarıyla bulabilirsiniz.
Türkiye’de her yıl 8 binden fazla çocuğa kanser tanısı konuluyor.
Lösemi, çocukluk çağı kanserleri arasında yüzde 30 ile en sık görülen türü oluşturuyor.
Ortalama tanı yaşı 6 ve çocukluk çağı kanser hastalarının yüzde 80’i ne yazık ki geç tanı alıyor.
2023 yılında LÖSEV ve LÖSANTE’ye 2 bin 147’si lösemi, 21 bin 426 diğer tanı olmak üzere 23 bin 464 hasta kaydı alınmış.
Erken teşhis konusunda ailelere önemli görev düşüyor.
Kabul edilmeli ki LÖSEV sayesinde löseminin tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna dair yüksek farkındalık oluştu.
Nitekim LÖSANTE’de yüzde 92 oranında tedavi başarıyla sonuçlanıyor.
Yeter ki erken teşhis edilebilsin.
Şu hayatta bir anne baba için en zor şey evladının hastalığı; özellikle de lösemi gibi zor hastalıklar.
Maddi, manevi yorucu bir süreç.
Manevi açıdan ilk teşhis anı tam bir yıkım!
Şimdi ne olacak? Çocuğumuz yaşayacak mı? Bunu ona nasıl açıklayacağız?
Ardından maddi kaygılar!
İyi bir tedavi olanağı bulabilecek miyiz? Ekonomik gücümüz yetecek mi?
Sorular, sorular, sorular…
Çocuk için de başka bir yıkım!
Hani şu yeni nesil ebeveynlerin, aman çocuğum şunu yaparsa travma gelişir, bunu yapmazsa ileride psikolojisi bozulur türünden abartılı hatta saçma sapan travma anlayışı var ya, işte travmanın âlâsını yaşayan lösemili bir çocuğun hissettiklerinin yanında onlar hiç kalıyor.
Çünkü iletişim araçlarının yaygınlığı nedeniyle günümüz çocuklarının algıları bilinenden çok daha açık. Hastalık hakkında az ya da çok bir fikirleri var, sonuçları konusunda da…
Özgürce koşup oynayacakları, okula gidecekleri yaşta, çocukluk sevinciyle dolu hayat yanlarından akıp giderken bağışıklık sistemleri zayıfladığı için izole yaşamak zorunda kalıyorlar.
Fanusun içinde en az 3 yıl!
Etraflarında sürekli kendileri gibi hasta çocuklar görerek, onlarla iletişim kurarak geçirdikleri uzun süreler.
Söylemesi de yaşaması da zor yıllar.
İyi ve sağlıklı beslenmeleri gerekiyor.
Morallerinin yüksek tutulması, hastalık ve tedavi dışında odaklanacakları bir şeyler olması gerekiyor; oyuncak, eğlenceli ama yorucu olmayan aktiviteler, müzik ve resim gibi sanatsal uğraşılar. (Sanat ve kültürün önemi burada bile ortaya çıkıyor.)
Sağlıklı ve hijyenik ortamlarda yaşamaları, sağlıklı giysiler giymeleri gerekiyor.
Ülkenin ekonomik durumu ortada: Yüzde 20 yüksek gelir grubu, yüzde 80 dar gelirli ve yoksul.
Çocuğu lösemi tanısı almış bir ailenin gelir düzeyi yüksek değilse yalnız başına mücadele etmesi her anlamda çok zor.
Desteğe, dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğu o dönemde LÖSEV ve bağışçıları imdada yetişiyor.
Destek olmak isteyen oluyor kimseye akıl vermek haddim değil ama LÖSEV’i ve çocukları unutmamakta, hatırlamakta yarar var.
Nakdi yardımın dışında da yapılabilecekler sınırsız.
Kırmızı et, erzak, meyve, temizlik malzemeleri, çocukların hastanede giyebileceği pamuklu pijama, eşofman, giysi, maske, terlik, çorap, zehirli kimyasal içermeyen oyuncaklar, kimyasal içermeyen resim malzemeleri, defter, kitap, kalem; bir çocuğu mutlu edebilecek her şey…
Bir çocuk güler dünya aydınlanır.
Bir çocuk iyileşir dünya çiçeklenir.
LÖSEV’in çorbasında tuzunuzun, LÖSANTE’nin şifasında payınızın olması dileğiyle…