İşveren kesimine ne zaman “İşler nasıl?” diye sorsam aldığım yanıt hep aynı olurdu:
“Bizde işçilik maliyetleri yüksek, vergiler belimizi büküyor.”
Nihayet asgari ücret iki yıl önce vergi dışı bırakıldı ama değişen bir şey olmadı.
İşverene göre işçi hâlâ sırtında taşıdığı bir yük.
Haftalardır yürütülen kara propaganda ile ücret artışı ekonomi üzerindeki en büyük tehdit gibi gösterilerek yine amaca ulaşıldı.
Yaklaşık 7 milyon çalışanı doğrudan etkileyen yüzde 30 oranındaki ücret artışı aslında toplumun tamamını kaderine terk etmekten başka bir şey değil.
Çünkü bir de geliri asgari ücrete yakın düzeyde olan çalışanlar var.
Örneğin DİSK’in araştırmasına göre çalışan her yüz kişiden 83’ü asgari ücrete yakın ücretler alıyor.
Toplantılara başlarken çalışanların yararını gözeteceğini açıklayan komisyon karar alırken çalışanı dikkate bile almadı.
Gerçek olan tek şey emeğin yok sayıldığı, değersizleştirildiği.
22 bin liralık ücretle insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmek olanaksız.
Ayrıca açıklanan rakam çalışma barışını bozacak nitelikte.
Çünkü maaş ve ücretleri asgari ücret seviyesine gerileyen çalışanlar arasında hoşnutsuzluk artacak, kıdem ve konum farkı ortadan kalktığı için işyerlerindeki görünür ve görünmez hiyerarşi sekteye uğrayacak, mavi-beyaz yaka ya da usta çırak ilişkisi zedelenecek.
Tüm bu gruplar içinde evine ekmek götürmenin yükselttiği tansiyon iş arkadaşlığını bozacak, mutsuzluğu körükleyecek, bir işle geçinemeyenler birkaç iş yapmak zorunda kalacak, iş kazalarına davetiye çıkaracak. Geçim sıkıntısı sosyal sorunları daha da körükleyecek.
TÜİK’e göre tüm hanehalkı tipleri için yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 2023 yılında 90 bin 116 lira oldu. Bu ne demek? Ayda ortalama 7 bin 500 lira. (Muhtemeldir ki 2024 verileri açıklandığında daha düşük bir rakamla karşılaşacağız.
En az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanehalkı tipinde ise durum vahim.
Yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri yalnızca 70 bin 115 lira. Bu da ayda 5 bin 842 lira demek.
Yine aynı Gelir Dağılımı İstatistiklerine göre en yüksek yıllık ortalama esas iş geliri elde edenler 408 bin 174 lira ile işverenler. 102 bin 821 lira ile ikinci sırayı ise ücretli ve maaşlılar alıyor.
Arada 4 kat fark var.
Hanehalkı adaletsiz gelir dağılımı çarkının arasında ezilirken işveren kendisini ayakta tutanın çalışanları olduğunu unutup o çarkın dişlilerini biraz daha sıkmak için hükümet edenlerle el sıkışıyor.
İşçiyi temsil eden konfederasyona ne demeli?
Daha önce de belirtmiştim, her yıl görüşmeler öncesi mangalda kül bırakmaz ama iş imzaya gelince işçinin boynunu bükük bırakır.
Bu yıl da kamuoyunu şaşırtmadı.
Güya rakamı kabul edilebilir bulmadığı için toplantıya bile katılmadı.
Bir gerekçeleri de toplantının geç bildirilmesi. Belli ki muhatap bile alınmamış.
Bakan Bey yanına işveren temsilcisini alıp basın açıklaması yaptı.
Konfederasyonun bu tutumu işçinin vebalini alanlar sıralamasındaki yerini değiştirmeyecek elbette.
Fakat bu noktada işçi temsilcisine yakışan istifa etmektir.
Gerçi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yeni ücreti açıkladığı konuşmasının içeriğine dikkat edildiğinde ve bir bakan olarak kendisinin bile inisiyatif kullanamadığı düşünüldüğünde Türk-İş’ten istifa beklemek anlamsız gelebilir ama en azından bir duruş sergilenmiş olur.
Yıllardır bir türlü sergilenemeyen bir duruş.
Yorumlar
Kalan Karakter: