Elektrik fiyatlarına yapılan yüzde 38 oranındaki zammın kabul edilebilir bir yanı yok.
Elektrik ve petrol ürünlerine yapılan zam gündelik hayatta iğneden ipliğe her şeye zam demek ve yurttaşın artık dayanacak gücü kalmadı.
İşin garip tarafı yapılan zammın devlet kasasına katkısının dağıtım şirketlerinin kazancının yanında hayli düşük kalması.
Bunu rakamlarla açıklamaya çalışayım.
Enerji üretim maliyetlerindeki artış gerekçesiyle yapılan zamdan sonra, 100 kilovatsaat elektrik tüketimi olan bir mesken abonesinin ödeyeceği tutar 150,17 liradan 207,23 liraya yükseldi.
Bu yüzde 38’e tekabül eden 57,06 liralık fiyat artışından kim ne pay alıyor bir de ona bakalım.
Biliyorsunuz faturalardaki toplam tutarın yüzde 5 oranında Belediye Tüketim Vergisi (BTV) olarak da binen Elektrik Tüketim Vergisi (ETV) alınıyor.
KDV oranı ise meskenler ve tarımsal sulama için yüzde 10, ticarethane ve sanayi için yüzde 20.
Geçmişte ayrıca yüzde 2’lik TRT Katkı Payı vardı, neyse ki 2021’de uygulamaya son verildi.
Şimdi yeniden son zamla gelen 57,06 liralık artışa dönelim. Söz konusu tutarın 2,85 lirası ETV ile belediyelere gidiyor. 5,7 lirası KDV olarak devlete ödeniyor. Toplam 8,55 lira ediyor. Kalan 48,51 lira ise dağıtım şirketine gidiyor.
Hesaplamaya 100 kilovatsaatlik tüketim bedeli üzerinden devam edelim.
Zam öncesi ödenen 150,17 liranın 7,5 lirası belediyelere, 15 lirası devlete olmak üzere 22,5 lirası vergiye giderken 127,67 lirasını dağıtım şirketi alıyordu.
Zam sonrası ödenecek 207,23 liranın 10,36 lirası belediyelere ve 20,72 lirası devlete gidecek. Toplam vergi tutarı 31,08 lira yapıyor. Dağıtım şirketinin alacağı pay ise 176,15 lira.
(Doğruluğunu test etmek için yeniden hesaplarsanız küsuratta bulacağınız küçük fark tüm rakamları yuvarlamadığımdandır. Fakat net olan bir şey varsa o da dağıtım şirketlerinin bu zamla 48,5 lira daha fazla kazanç elde ettiğidir.)
Kısacası elektrik faturalarında ödenen her 100 liranın 15 lirası vergi iken kalan 85 lirası dağıtım şirketlerine gidiyor.
Anadolu Ajansı’nın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) yıllık elektrik sektör raporundan Haziran 2024’te derlediği bilgiye göre Türkiye’deki toplam elektrik abone sayısı önceki yıla göre yüzde 2,4 artışla 49 milyon 726 bin 481’e yükselmiş.
Abonelerin 41 milyon 501 bin 522’sini meskenler oluşturuyor.
Her mesken abonesinin 100 lira fatura ödediğini varsayalım.
Toplam kazanç 4 milyar 150 milyon 152 bin 200 lira eder.
Bu tutardan kamunun alacağı pay, 207,5 milyon lirası belediyeler, 415 milyon lirası Maliye olmak üzere toplam 622,5 milyon liradır. Dağıtım şirketlerinin kazancı ise 3,5 milyar lira olur.
Bu ne anlama geliyor?
Dağıtım şirketleri kamudan tam 5,6 kat (yuvarlarsak 6 kat) daha fazla kazanıyor.
2004’te başlatılan özelleştirmeler sonunda devletin 2013’te elektrik dağıtımından tamamen çekilmesiyle elektrik geliri altın tepside özel şirketlere sunuldu.
Oysa bu kritik sektör devletin elinde kalsaydı; elektrik tüketim bedellerinin tamamı devletin kasasına girseydi, bugün bu ağır yüke mahkûm edilen yurttaş da ‘hiç olmazsa kamu geliri arttı’ diye teselli bulur, hayıflanmazdı.
Yorumlar
Kalan Karakter: