Trafikte zaman zaman erkek sürücü dehşeti yaşadığım oldu.
Yol güvenliğini tehlikeye atacak şekilde sıkıştırma, takip tacizi vs.
Hatta bir maç sonrası sıkışan trafikte beklerken stattan çıkan taraftarlarca güya sevinç gösterisi bahanesiyle aracımın sallandığı da oldu.
35 yıldır araba kullanıyorum, ilk kez bir kadın sürücünün trafik terörüne maruz kaldım.
Mesele her ne kadar cinsiyetle ilgili görünse de tamamen insan olmakla ilgili.
Hayatın tüm ayrıntıları için de öyle değil mi?
Ne yalan söyleyeyim olayın öznesinin bir kadın olması daha çok canımı sıktı ve ürküttü.
Tek yönlü bir caddede sağ şeritte ilerlerken trafik ışıklarının bulunmadığı kavşağa yaklaşmıştım ki arkadan hızla gelip çılgınlar gibi kornaya bastı.
Olur ya, hastası vardır, bir yere yetişmesi gerekiyordur; insanlık hâli.
"Acelesi var herhâlde" diye düşündüm.
Birden sol şeride geçip lastiklerini cayırdatarak hızlandı, yanımdan geçerken göz göze geldik, yüzündeki pis sırıtışı gördüm.
Aniden sağa kırdı, önüme geçti ve frene bastı, yavaşladı.
Serinkanlı kalmaya çalıştım ve yaklaşık 50 metre sonra gideceğim güzergâh gereği ana yola saptım, o da yine patinaj yaparak hızlandı ve yan yola yöneldi.
Bir süre sonra yan yoldan yine aniden önüme fırladı. Bu sırada yüzündeki o pis sırıtışın korkunç bir gülüşe dönüştüğünü fark ettim.
Belli ki acelesi yok. Olsaydı, o hızla çoktan ana yola çıkmış olması gerekirdi çünkü yan yol boştu.
Niyetini çözemesem de bunları taciz amacıyla yaptığını anladım.
Yine ani frenle trafiği tehlikeye atacak biçimde yavaşladı.
Artık emindim, bir trafik magandasıydı bu.
Hani tepki versem inip levye sallayacak cinsten.
Bir süre bu şekilde ilerledikten sonra arayı açıp başka araçların önüme geçmesine izin verdim.
İstediği tepkiyi alamayınca normal hızına döndü ve gözden kayboldu.
Yaşadığım olay, birkaç gün zihnimi meşgul etti.
Bu mesele üzerinden sıkça odaklandığım bir konu olan kadınların hayattaki duruşu hakkında düşünmeye başladım yine.
Kimi kadınlar eşitlik, özgürlük kavramlarını yanlış yorumluyor olabilir miydi?
Keskin bir bıçağın iki yüzüne benzeyen “cüret” kelimesi gibi: Bir yüzü korku duvarını aşan cesaret, bir yüzü saygı sınırı aşan düşüncesizlik.
Hani, şu sinyal vermeden dönüş yapan ve “Nereye döneceğim kimseyi ilgilendirmez” diyen kadın sürücü örneğinde olduğu gibi.
Örnekte kural ihlal eden sürücü, eylemine kendince makul bir açıklama getirmişti, özgürlüğünün dokunulmazlığına dikkat çekerek.
Benim yaşadığım örnekte makul olan ne vardı?
Ne yapmak istedi?
Güç gösterisi mi?
Direksiyon başına geçince üstünlük zırhı giydiğini zanneden erkeklerin tavrını takınmak ona ne kazandırdı?
Erkek egemen kültürün kabalığına, şiddetine, empati yoksunluğuna karşı çıkan kadınların aynı tutumu sergilemesi, en az erkekler kadar şiddete eğilimli hâle gelmesi rasyonaliteyle açıklanabilir mi?
İşin acı yanı, kadınların eşit ve özgür olmak için bu tutum değişimine kendini mecbur hissetmesi ve mecburiyetin yine erkek egemen zihniyet tarafından dayatılması.
Oysa kadın, nezaketinden, zarafetinden; ruju, ojesi, eteğiyle kadınlığından ödün vermeden de ekonomik ve sosyal hayattaki dik duruşunu koruyabilir.
Korumalıdır da.
Toplumsal ilerleme kaydedilmesi ancak kadınlarla mümkündür, olmazsa olmazdır.
Erkeklerin kabalığına öykünerek sorunlar çözülemez.
Aksine toplumsal cinsiyet eşitsizliği daha da derinleşir.
Öncelikle geçmiş olsun. Çok doğru bir konuya değinmişsiniz. Sevgiler ❤️