TBMM Genel Kurulu’nda 9 Ekim’de iki kadın milletvekili iki güzel eylem yaptı.
Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, kapalı oturumun ardından yapılan beşinci oturumu açarken kadın ve çocuk cinayetlerini protesto için susma eylemi yaptı.
Bir dakikalık eylemin sonunda ise “Sözcükler susar, adalet susar ama hafızalar direnir. Sıla, Narin, Şeyda, Pelin, İkbal, Ayşenur ve katledilerek susturulan tüm kadınlar ve çocuklar için bir kadın Meclis Başkanvekili olarak tercihimi, bir dakikalık susmaktan yana kullandım, ‘kadınlar yaşasın, çocuklar yaşasın’ diyerek oturumu açıyorum,” dedi.
Erkek egemen Meclis’in ilgisini çekmemiş olmalı ki vekillerden yalnızca bazıları bu eylemi ve açıklamayı alkışladı.
CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar ise meme kanseri konusunda farkındalık yaratmak için kürsüde peruğunu çıkardı.
Erkek egemen Meclis’teki tüm vekiller ayakta alkışladı.
Hangi sebeple ve duyguyla alkışladılar acaba?
(Elbette bir kısmını tenzih ediyorum.)
Akşam evlerine dönünce nasıl anlattılar olayı ailelerine, eşlerine?
“Helal olsun kadına, peruğu nasıl da çıkardı cesurca!” mı dediler cesur kadınlardan korkan kendileri değilmiş gibi?
Yoksa “Çok üzüldüm, kanser tedavisi görüyormuş meğer!” mi dediler acıyarak?
Ya susma eylemi, katledilen kadınlar ve çocuklar? Onlar için ne söylediler, ne düşündüler?
Vicdanları ne söylüyor onlara?
Ne söylüyor ki kimsenin kılı kıpırdamıyor?
Kanser hastaları ile ilgili yasama gücü olarak çözebilecekleri onlarca sorun varken.
Mesela ücretsiz kanser tedavisini “radyoterapi, kemoterapi, radyo izotop tedaviler” ile sınırlayan Sağlık Uygulama Tebliği’nde değişiklik gibi.
Ama tabii memeye “meme” demekten utanıp hastalığın adını bile “göğüs kanseri” diye telaffuz eden,
Eşini, eşiti değil bir hatta birkaç alt modeli olarak gören bir toplumun, kendisini temsil eden vekillerinden daha fazlasını beklemek de hayalcilik oluyor sanırım.
Oysa Freud’un “Psikoseksüel Gelişim Kuramı”na göre memenin libidonun haz nesnesi olduğu dönem 0-1 yaş aralığıdır.
Yani adı söylenmeye utanılan memenin, bilinçaltındaki karşılığı beslenme ve dolayısıyla annedir.
Merak eden araştırıp okusun.
Ama Meclis’teki eril çoğunluğun hiçbir şey umurunda değil.
Günlerce hastane randevusu alamadığı için erken teşhiste geç kalan kadınlar, hayattan vahşice koparılan kadınlar, çocuklar, bebekler onların ilgi alanında değil.
Bu yüzden Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın susma eyleminin ilgi görmemesine yorum yapmak bile lüks.
Ellerindeki yasama gücünü, onlara “daha yaşanabilir bir ülke için çalış,” diyerek veren yurttaş yararına kullanmak yerine Anayasa’nın değişmez maddelerine göz dikmiş durumdalar.
Daha bir ay önce Narin’in katli ile ilgili araştırma komisyonu kurulmasını reddeden de bu Meclis değil miydi?
Ülkede rayından çıkmamış tek bir konu yok ve hâlâ sorumluluktan kaçıyorlar.
Çünkü onlar yalnızca alkışlamayı biliyorlar.