TÜRK-İŞ’in raporuna göre Kasım 2022’de açlık sınırı 7 bin 786 TL oldu. 5 bin 500 TL olan asgari ücret, açlık sınırının 2 bin 286 TL altında kaldı.
Yoksulluk sınırı ise 25 bin 365 TL’ye yükseldi.
Yani dört kişilik bir ailede herkes asgari ücretle çalışsa dahi hane geliri yoksulluk sınırının altında kalıyor.
Şaka gibi ama gerçek!
Ülkemizde ekonomik kriz günden güne derinleşmekte; insanların yaşam şartları zorlaşmaktadır.
Bu şartlarda, tasarruf etmek ve ileriye yatırım yapmak şöyle dursun, insanların günü kurtarma çabasının bile sonuçsuz kalabildiği günümüz koşullarının altında toplumca eziliyoruz.
Krizi özellikle çarşıda, pazarda, marketlerde olmak üzere her yerde sert şekilde hissediyoruz. Gıda alışverişlerinde hep en ucuza kayıyor vatandaşın eli. Raflarda, eskilerde tüketilen çoğu ürün görmezden gelinerek aciliyete yönelik alışveriş yapılır hale gelindi.
***
Diğer yandan Meclis gündemine gelen 2023 bütçesi ile beraber;
Emekçiyi, emekliyi, işsizi ve yoksulu görmezden gelen, tamamen sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir bütçe olduğunu ifade eden Birleşik Kamu-İş Bursa İl Başkanlığı, Fomara Meydanında bir basın açıklaması yaptı. İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu da açıklama esnasında orada bulunuyordu.
Açıklamayı okuyan Birleşik Kamu-İş Bursa İl Başkanı Özkan Rona, “Emekçilerin açlığa ve yoksulluğa mahkûm edildiği yetmezmiş gibi, bir de ağır vergi yükü altında ezilmektedirler. Bütçe gelirleri hesaplanırken ücretlilerin gelir vergisi yüzde 15’e sabitlenmeli, yoksulluk sınırının üzerinde insan onuruna yaraşır bir ücrete ulaşmadan vergi oranları arttırılmamalıdır” diye devam etti.
Ayrıca hükümetin, ekonomik krizin sorumluluğunu stokçulara, marketlere, muhalefete ve dış güçlere yükleyerek yanlış politikaların bedelini de vatandaşa ödettiği savunuldu.
Ağır vergi yüküne ve yüksek enflasyon oranları ile günden güne yoksullaşmaya dikkat çeken Rona;
Kamu emekçilerinin 6 aylık artış oranları ve enflasyon farkı içeren sahte toplu sözleşmelerle daha fazla yoksullaştırılmaması için,
Çocukların sağlıklı beslenme hakları doğrultusunda öğrencilere bir öğün yeme hakkı için,
Tüm vatandaşlar için kesintisiz ve nitelikli bir sağlık hizmeti hakkı adına bütçeden gerekli pay ayrılması için çağrıda bulundu.
***
Basın açıklaması sırasında yanımıza yaklaşan 50-60 yaşlarında bir kadın kim olduğumuzu sordu. Basından olduğumuzu öğrenince başladı konuşmaya…
Emekliliği olmayan, evlere temizliğe giderek para kazanan kadın geçim sıkıntısından dem vurdu. Özellikle gençlerin geleceği için endişe duyduğunu ve çok üzüldüğünü ifade ederken ağlamaya başladı. Kira ödemediği halde faturalarını ödemekte zorladığını, pazardan eve eli boş döndüğünü söyledi.
Kadın, “Aç insan tava dibi delermiş. Suç oranları bu geçimsizlik yüzünden arttı. Nasıl artmasın. Aç insan her şeyi yapar. İnsanları tok tutacaksın ki kötü yola yönelmesin. Ne yapıyor insanlar, bu devlet bana acımıyor diyerek her yola başvuruyor. Geleceği düşünmeyen, şu anki durumu göremeyen insanlara laf anlatamıyorum. Bazı kör insanlar görmüyor durumu. Git bir çarşıya pazara bak…” şeklinde konuşarak epey dert yandı.
***
Ağlayarak derdini anlatmaktan başka çaresi olmayan insanları gördükçe, onların sesi olmaktan öte bir yol bulamamak insanın yüreğini burkuyor.
“2023 bütçesi açlık ve yoksulluk mu getirecek” sorusunu belki de “daha fazla açlık ve daha fazla yoksulluk mu getirecek” şeklinde düzeltmek yerinde olur!
Son olarak; bu gösterinin içerik bakımından anaokulu öğrencilerine uygunluğu tartışılır! Şov esnasında sunulan vücut parçalama gösterisinden etkilenip korkan çocukların çıkmak istediğini de eklemek isterim.
Yorumlar
Kalan Karakter: