“Vatandaşlarımızın derdi bizim! Çözmekle yükümlüyüz” diyen Gelecek Partisi, İl Yönetim Kurulu Toplantısının gündeminde, Bursa’nın başlıca sorunları olan ulaşım, su tüketimi, kamulaştırma, belediye yıkımları konularının masaya yatırıldığını açıkladı.
Toplantıda, “Bugüne kadar Bursa’yı sahipsiz bırakmadık bugünden sonrada aynı azim ve kararlılıkla sorunların takipçisi olacağız” şeklinde açıklamada bulunan İl Başkanı Alpaslan Yıldız;
BursaRay’ın ağustos ayı için bakım çalışmaları nedeniyle vatandaşların mağduriyetine,
Uzun bekleyişin ardından hizmet vermeye başlayan T2 Hattı’nın çok ağır ilerlediği yönündeki şikayetlere,
Ve benim de asıl değinmek istediğim ‘kuraklık’ meselesine dikkat çekti.
Yıldız’ın sorduğu sorular şöyle;
“Bursa’da adı konmamış bir kuraklık yaşıyoruz. BUSKİ bu konuda nasıl bir çalışma yürütüyor? Çınarcık’tan isale hattı Doğancı ve Nilüfer Barajlarına getirilecekti, bu proje ne aşamada? Bursa’daki sulama kıtlığı nedeniyle Bursa Ovası başta olmak üzere tarımsal sulamayı besleyen pompalar kepenk indirdi, içme suyu için kullanılan 175 pompanın akıbeti nedir? Geçmiş yıllarda 30 civarı olan damacana su firmasının Bursa’da su sıkıntısı başlar başlamaz ikiye katlandığı iddiaları doğru mudur?”
Bu sorularla Bursa’nın su konusunda mevcut durumu ve akıbetine dikkat çekiliyor ve ilgili makamlardan yanıt beklendiği ifade ediliyor.
*****
Su varsa hayat da vardır!
Su yaşamımızın vazgeçilmez kaynağı.
Suyu korumak da elde etmek de zor. İnsanlığın dünyada varlığını sürdürdüğü müddet, her zaman gereksinim duyacağımız temel ihtiyacımız.
Yani su olmadan yaşam olmaz.
Dünyadaki küresel iklim değişikliğinin kötü etkilerini bizzat yaşıyoruz ve bu konudan sürekli bahsediyoruz.
Ormanları yok ediyoruz. Suyumuz azalıyor. Sanayi, şehirleşme ve ulaşım sebebiyle hava kirleniyor. Karbondioksit seviyesi yükseliyor. Doğayı yok ettikçe küresel iklimi etkiyoruz. Çünkü dengeler bozulmuş oluyor.
Buzullar eriyor. Uzmanların yaptığı hesaplara göre önümüzdeki 100 yıl içinde denizler 80-100 santim yükselecek. Bu da ülkemizdeki tarım ambarlarının sular altında kalmasına neden olacak…
Su kaynakları, iklim değişimi, kirlenme, nüfus artışı ve israfın da artmasıyla kaynaklarımız kritik seviyeye gelmiş durumda.
Ayrıca…
Türkiye’de her 4 kişiden 1’i su israfına o kadar duyarsız ki, ne kadar söylenirse söylensin aynı umursamazlıkla hayatlarına devam etmekte. Sanki sonsuz bir kaynaktan geliyormuşçasına rahat davranılıyor.
*****
Yarınımıza, geleceğimize sağlıklı ve yeterli su bırakmak için mücadele vermemiz gerekiyor. Nasıl?
Tabii ki tasarruflu kullanmayı alışkanlık haline getirerek ve mevcut kaynakları koruyarak. Buna ister vatandaşlık görevi, ister insanlık vazifesi deyin. Sonuçta bir başkası için değil kendimiz ve gelecek için buna mecburuz.
Peki, bizler bireysel olarak ne gibi çaba sarf edebiliriz?
Günlük su harcamamızın yüzde 40’ı banyodadır. Mesela sifon ve musluk kaçakları su israfına sebebiyet verir. Onarılmalıdır.
Tuvalet rezervuarının su kapasitesi 16 litredir. 4 kişilik bir aile 16 litrelik rezervuar ile ayda tüketilen su miktarı oldukça fazladır. Belki rezervuarın su kapasitesi düşürülebilir.
Çamaşır makineleriyle ciddi kayıplar verilir. Haftada 1-2 kez daha az çalıştırmakla su tasarrufuna katkıda bulunabiliriz.
Banyo yaparken harcanan su 120-150 litre civarıdır. Banyo yerine duş alarak su tüketimi yüzde 20-25 azaltılabilir.
Suyu kapatmadan yıkanan/akıtılan bulaşıklar veya tıraş olurken, diş fırçalarken suyun sürekli akması yılda 8-10 ton su harcamamıza neden olur.
Sebze ve meyveleri sürekli akan çeşmede dakikalarca yıkamak yerine su dolu bir kapta yıkayabiliriz. Artan yıkama sularını da çiçeklerinize dökebilirsiniz.
Arabaları yıkamak her zaman daha kolay yol olarak görülebilir. Ama çok gerekmedikçe bir kova su ve ıslak bez ile silinebilir…
Daha birçok alternatif yöntem geliştirilebilir.
Yeter ki bu bilince sahip olalım ve harekete geçelim…
Yorumlar
Kalan Karakter: