Gün geçmiyor ki bir zam ile daha karşılaşmayalım.
Göz açıp kapamak yeterli oldu adeta.
Daha geçen gün ‘Kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar’ adlı yazımın sonunda, “bakalım sonbaharda bizi ne gibi yeni zamlar bekliyor” yazmıştım. Maşallah eylüle girer girmez zam haberleri karşıladı bizi.
Bu kadar dakiklik, bu kadar istikrar nerede görülmüş!
Yaşanan enerji krizi, bize vurucu bir şeklide dönmeye devam ediyor. Biz de yeni yıla girmeden ne zaman bir vurgun daha yiyeceğiz diye perde arasından merakla bekliyorduk.
Ve geldi…
***
Konutlarda kullanılan doğalgaza yüzde 20,4; sanayide kullanılan doğalgaza yüzde 50,8; elektrik üretiminde kullanılan doğalgaza da yüzde 49,5 zam geldi.
Elektrikte ise konutlarda yüzde 20; sanayide yüzde 50, ticarethanelede yüzde 30 zam yapıldı.
Vatandaş nezdinde durum gerçekten inanılmaz boyutlara ulaşıyor. Çalışan ve emekli maaşlarına, asgari ücrete yapılan artışların; günlük hayatta zaruri ihtiyaçlara –düzenli olarak- yapılan zamların karşısında ne anlamı kaldı. Eriyip gitti resmen.
Artık elektrik ve doğalgaz faturaları bir dönem ödenen kira bedellerine ulaşacak resmen.
Hatırlayın! O zamanlar tüm fatura bedelleri toplamı, kira tutarına yaklaşamazdı.
Ne olacak şimdi?
Hadi insanlar kendi çapında tasarruf etme yoluna gitsin diyelim. Ne yapsın? Kışın o soğuğunda battaniyelere sarınıp ısınmadan mı kısacak? Çoluğu çocuğu, bebeği, yaşlısı, hastası olanlar var. Bir de üstüne yeterli ve dengeli beslenemezse hastalanmayacak mı?
Ya da karanlıkta oturup lambaları yakmasın mı? Çamaşır ve bulaşık makinesini daha az mı çalıştırsın? Doğalgaz yerine elektrikli ısıtıcı kullansa yine aynı şey, faturaya her türlü yansımayacak mı?
Tabii ki bu bir çözüm yolu değil!
Şu bir gerçek ki, bu fiyat artışlarının yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Yoksa bu kış herkes için çok şiddetli geçecek.
***
Diğer yandan, bu maddi yükün altından kalkamayan işverenler için de durum sancılı geçecek. Belki birçok yer kapıya kilit vuracak. Bir sürü insan işssiz kalacak.
Sanayici de zor durumda kalacak. Hem üretime hem ihracata kötü etkilerini göreceğiz zamanla.
Ekonomi yazarı Elif Didem Danacıoğlu, ‘Biz Zam Daha’ başlıklı yazısında, sanayi ve ticarethanelere yapılan zamların hayat pahalılığını nasıl etkileyeceğine, üretim ve ihracatta yaşanabilecek kayıplara dair detaylı değerlendirmelerde bulunmuş.
Durumu hem küresel açıdan hem de sanayicilerin gözünden görmek isteyenlere yazısını okumalarını tavsiye ederim.
***
Sonu gelmeyen yasaklar
Festivallerin asıl amacından saptığı ve hepsinin ahlaksız (!) amaçlara hizmet ettiği imajı çizilerek sözde sebeplerle iptal edilen 14 festivalin ardından gözler sıradakilere çevrilmişti.
Ve Nilüfer Fest başlıyor derken…
Nilüfer Kaymakamlığı’ndan şöyle bir açıklama geldi;
“Belediyeniz tarafından 2-3-4 Eylül 2022 tarihlerinde Balat Atatürk Ormanında 6’ncı Nilüfer Müzik Festivalinin gerçekleştirilmesinin planlandığı bildirilmiş olup söz konusu etkinliğin yapılacağı alanda, festival süresince;
Gece konaklama yapılmaması ve alkol satışına müsaade edilmemesi,
Eğlence Yerlerinde Müzik Yayınları Konulu Genelgesine istinaden Müzik Yayınının saat 01:00 saatini geçmemesi kaydıyla söz konusu etkinliğin yapılması hususunu,
Bilgi ve gereğini arz ve rica ederim.”
***
Bu kararın ardından, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, CHP Bursa Milletvekilleri ile bir basın açıklaması düzenledi.
Festivalin ilk gününde Nilüfer Belediyesinin Valilik ile görüşmesi sonucunda, Valiliğin yasak kararı revize edildi. Festival alanında Turgay Erdem, kamp yasaklarının kaldırıldığını, içki ve sigara satışına izin verilmeyeceğini açıkladı.
Şaşırdık mı? Aslında festivalin tamamen iptal edilmemesine şaşırmış olabiliriz.
Özellikle yasaklanan maddelerle mesele kendini açık ediyor zaten.
Göz göre göre insanların özgürlük hakları gasp ediliyor!
Herkes her şeyin farkında, ama…
Bu ‘ama’ lar son bulmalı!
Yorumlar
Kalan Karakter: