İYİ Parti’nin ‘ekonomi stratejilerinin’ paylaşıldığı ‘Ekonomide Kurtuluş Planı’ için Sheraton Otel’deydik.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in katılımıyla gerçekleştirilen ‘Bursa İş Dünyası Büyük Buluşma Toplantısına’ seçkin sanayici ve işinsanları yoğun katılım sağladı.
Program kapsamında, TBMM Grup Başkan Vekili Erhan Usta, Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Bilge Yılmaz, Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Ümit Özlale, TBMM Grup Başkanı Prof. İsmail Tatlıoğlu sırasıyla uzun sunumlarını gerçekleştirdi.
Daha önce de İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Bilge Yılmaz’ın Bursa’da ekonomiye dair gerçekleştirdiği bir panele katılıp kendisini dinleme fırsatım olduğu için bu toplantının da uzun sürebileceğini tahmin ediyordum.
Lakin, Genel Başkanın da katılım sağladığı bir toplantıda tüm basın mensupları olarak kendisinin kürsüde konuşmasını bekliyorduk. Şehrimizde vereceği siyasi mesajlar bu noktada önemliydi ve haliyle bizlerde beklenti oluştu.
Fakat, sunumların uzamasıyla doğal olarak program da aksadı. Kürsüde selamlama ve konuşma yapması beklenen Akşener, sunumların akabinde kürsüye çıkmadan direkt işinsanları ile yapacağı istişare bölümüne geçti ve o kısım basına kapalıydı.
Biz de toplantıdan ayrılmış olduk…
***
Gelelim başlangıcına…
Toplantının açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, ülke ekonomisinin geldiği noktayı vurgulayarak vatandaşın her geçen gün bu yükün altında daha da ezildiğinden bahsetti.
Ve bu durumu ‘çok açık biçimde yönetilememe sorunuyla karşı karşıyayız’ şeklinde ifade etti. Bu noktada, öncelikli adımın adil bir ekonomik sistem için hakkaniyetli hukuk sistemi, yani adalet olduğunun altını çizdi.
Ardından konuşmasını sonlandırarak sözü, partinin ekonomi kurmaylarına bıraktı.
Aslında günümüz ekonomik koşulları değerlendirildiğinde, programın –sunumların- neden bu kadar uzadığına şaşırmamak gerekiyor.
Listelenen veriler, grafikler; belirlenen sorunlar ve partinin çözüm önerileri, stratejileri vs 10 dakikalık konuşmalara sığmayacak kapasitedeydi. Bir de 4 konuşmacı olunca söylenecek sözler bitmedi…
***
Temel sebep, yanlış ekonomi politikaları
Türkiye derin bir yoksulluk yaşıyor. Neden?
Sunumlarda bahsedilen temel başlıklara özetle değinecek olursak;
Yanlış ekonomi politikaları sonucu enflasyon kontrolden çıktı ve çok hızlı bir şekilde arttı.
Türkiye’nin potansiyel büyüme oranı yüzde 4-5 in altına düştü. Sürekli bahsedilen büyüme oranı gerçek olsaydı ülkede bu derece yoksulluk olmazdı şeklinde de durum ifade edildi.
TL’ye güven sarsıldı ve dolorizasyın hız kazandı. Ülke ekonmisi çok büyük bir faiz yükün altında eziliyor(2,3 trilyon lira).
Gelir dağılımı ciddi oranda bozuldu... Hayatın her alanında, zincirleme gelişen her sürecin olumsuz sonuçlarına maruz kalmaya başladık.
Peki partinin sunduğu reçete neydi?
***
Hedef; 2023 yıl sonrası 10 yıllık dönemde yıllık ortalama yüzde 6-7 oranında ekonomik büyüme.
Merkez Bankasının piyasada tekrar güven kazanması önemli, bunun için de kendi bilgilerini şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşması gerektiği belirtildi.
Fiyat istikrarını sağlamak, belirsizlikleri azaltmak, potansiyel ekonomik büyümeyi artırmak, enflasyonu ve faiz oranlarını hızla aşağı çekmek. Gelirin adil bölüşümünü sağlamak, üretim ve ihracatın seviyesini yükseltmek…
Vergiye, bütçe harcamalarına ilişkin politikalar geliştirmek. Büyük yatırım projeleri gerçekleştirmek. Yolsuzluklar için merkezi birim açılması. Üniversitelerin binadan ibaret olduğu algısının değiştirilmesi. EYT sorunun çözülmesi (parti sözü). En az 450 bin kadına istihdam sağlamak şeklinde uzayıp giden planlar listesi vardı önümüzde…
Mesela, 2 milyondan fazla gencin evinde bilgisayarı olmadığından ve onların daha birçok sorunundan bahsedildi. Ve hep deriz ya ‘gençler yarınlarımız, ülkemizin geleceği’ diye.
Dolayısıyla hiçbir detayın atlanmaması ve önemli stratejiler geliştirilmesi vatandaş nazarında umut vadedici.
***
Son olarak Bursa özelinde konuşan Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, kentin Türkiye ekonomisinin amiral gemisi olduğunu söyledi.
Ülkenin ilk organize sanayi bölgesini kuran, dış ticaret fazlası veren bir ekonomiye sahip kentin gelirinin ülkenin gelirinden az artmasının büyük bir sorun olduğunu vurguladı.
Teknolojik dönüşümün Bursa’da başlatılması gerektiğini de ekledi. Kentin eksik yönlerinden ve sorunları üzerinden ihtiyacımız olan şeyin ‘istikrarlı bir planlama’ olduğunu belirtti.
Değişimin ayak sesleri gibi gelen bu stratejiler bakalım yolunu bulabilecek mi?
Yorumlar
Kalan Karakter: