Yılın son günlerinde yeni yıla dair umutlar yeşertir insanlar; yeni hayaller ve beraberinde iyi dileklerle…
Son iki senedir, pandemi sebebiyle yeni yıldan beklentiler ortaktı. Bu yıl sonu ise yeni yıla dair herhangi bir umut göremiyorum çevremde. Hep aynı ümitsizlik, çaresizlik hissi. Düşük beklentiler ve kötümser senaryolar söz konusu.
Şu tarz söylemler dolanıp duruyor; “Ne alacaksan yıl bitmeden al!
Sanki yeni yıl felaket ve daha zor koşulları beraberinde getirecek algısı oluştu.
Ama yeni yılın gelmesine dahi gerek kalmadı bunun için.
Asgari ücretle beraber zaten yeni gelecek zamlara maddi olarak hazır olmasak da psikolojik olarak hazırlıyorduk kendimizi.
Yeni normalimiz bu oldu çünkü!
Asgari ücret açıklanır açıklanmaz zamlar gelmeye başladı. Hatta gönül isterdi ki “teker teker” gelsinler. Ama geldi mi arka arkaya fişek gibi sıralanıyor hepsi…
Sonra, Ticaret Bakanlığı harekete geçerek asgari ücret sonrası haksız fiyat artışı yapan işletmelere denetim başlattı.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Türkiye'de en fazla şubeye sahip 4 ulusal zincir marketin üst yöneticileriyle bir araya geldiklerini belirterek, "Asgari ücret zammı sonrası etiket fiyatlarıyla ilgili uyarılarda bulunduk. Piyasa düzenini ve işleyişini bozmaya dönük haksız fiyat artışlarına asla müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullanmıştı.
Denetimler sonucu ‘ikazda bulunmak’ gerçekten caydırıcı bir yöntem mi tartışılır! Para cezası uygulansa bile bu tarz yaptırımlar, sorunların gerçekten önüne geçip geçmeyeceği düşüncesini sorgulatıyor bizlere.
***
Gelelim asıl meseleye…
Elin Hollandalısı, gıda fiyatlarındaki artış sebebiyle enflasyonla mücadele adına okullara ücretsiz kahvaltı dağıtma kararı alırken bizim tarafta neler oluyor?
Özel okullar daha yeni yıla girmeden zam yapmaya başladı. Henüz dönem arası bile olmadı ama 9 ay sonraki yeni dönemin kayıt ücretini şimdiden almaya başladılar.
2023-2024 yılı için alınan erken kayıtlar aslında yasal değil. Kanuna göre özel okullar gelecek dönem için ocak ayından önce zam oranı ve ücret belirleyemezler. Ocak ila mayıs ayları arasında açıklanır, çünkü zam oranları netleşmemiştir.
Fakat…
Okullar bir an önce bu rakamları alabilmek için yüksek zamlarla şimdiden velileri ‘erken kayıta’ çağırıyorlar. Sebebi, yeni yılla beraber çalışan maliyetlerinin artması ve tüm giderlerin zamlanacak olması…
Üstelik bunu, erken kayıt adı altında -henüz zam oranları belli olmadığı halde- “gelecek yıldan daha uyguna getirin” algısıyla yapıyorlar.
Tavan zam oranı geçen sene yüzde 36 olarak belirlenmişti ancak bu oran önümüzdeki sene için geçerli değil. Henüz bir düzenleme yapılmadı fakat okullar velilerden yüzde 150’yi aşan ücretler talep ediyor.
Hem eğitimin temel ihtiyaç olması hem de gecikirse daha çok para ödeyeceğini düşünen veliler bu tuzağa düşebiliyor. Çocuğunu okuldan alsa arkadaş çevresi değişecek, düzeni bozulacak ya da eğitim olanakları düşecek gibi kaygıları olan veliler ne kadar dert yansa da zorlansa da bu yükün altına giriyor bir biçimde.
Geçen yıl ortalama 30-40 bin olan okulların eğitim bedeli bu yıl 100 binin üzerine çıkmış durumda.
Ayrıca; bir veli belli bir fiyata özel okulla anlaşıyor örneğin. 1 ay sonra kendisinden tekrar para istendiğini söylüyor. Neden? Çünkü bir ay sonra maliyetler zamlandığı için ekstra masraf çıktığını söylüyor okul.
***
Özel okullar yeni yıla girmeden zam yapıyorlar peki bu zamlar öğretmen maaşlarına yansıyor mu?
Okullar şimdiden (çalışan maliyetlerinin arttığını öne sürerek) zamlı kayıt alsa da öğretmen maaşına şimdiden zam yapmıyor. Ocaktan sonra belirlenecek zam oranlarıyla anca şubatta öğretmen maaşlarına yansıyacak o zam.
Öğretmenler açısından baktığımızda;
Özel okulda çalışan bir öğretmen durumunu şöyle açıklıyor bana;
“İşe girerken yapılan anlaşmamıza göre, hafta sonu yok şeklinde konuşuluyor. Fakat hafta sonları veli toplantıları veya ailelerin de katılım sağladığı gösteri etkinlikleri olduğundan gelmek durumunda kalıyoruz. Çalışma saatleri oldukça uzun. Mobing’e maruz kalıyoruz. Genel olarak ücret konusunda da kişiye göre muamele yapılıyor. Mesela ben şöyle bir şeyle karşı karşıya kaldım. Ders programım çok yoğun. İlk anlaşma yaparken haftalık ders saatini konuşmadım çünkü yoğun değil, sıkıntı yok küçük yaş grubu dendi ama küçük yaş grubunda daha fazla enerjiye ihtiyaç var. Öğle arası dışında hiç ara yok. Maaş konusunda da ben anlaştığımda asgari ücret 4 bin 250 lira idi. Daha sonra iyileştirme sonucu 5 bin 500 oldu. Ama asgari ücrete yapılan bu iyileştirme benim maaşıma yansımadı. Bunu konuştuğumda yansıyacak denmişti. Şimdi ocak zammı bekleniyor. Yani sürekli bir erteleme ve durumu var. Örneğin enflasyon yüzde 40 artıyorsa maaşlar yüzde 20 artıyor mesela. Özel okullardaki problem, eğitimden önce gösterişin gelmesi.”
Velinin derdi ayrı öğretmenin derdi ayrı. İlla ki bir mağduriyet yaşanıyor. Ama işin özü; bu işten en karlı çıkan yine ‘özel okullar’ oluyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: