Kamuoyunda ‘sansür yasası’ olarak tepki çeken basın kanunu teklifi, Meclis gündeminde.
Kabul edilen yasanın birinci maddesi, internet haber sitelerinde çalışanlara basın kartı verilmesi ile ilgili.
Şöyle ki;
“Bu Kanun, basılmış eserlerin basımı ve yayımını kapsar” hükmü; “Bu Kanun basılmış eserlerin basımı ve yayımı ile internet haber sitelerini kapsar” hükmü ile değiştirildi. Ayrıca teklifteki birinci maddenin kabulü ile “Basın kartı düzenlemesi bakımından basın kartı talep eden medya mensupları ve enformasyon görevlileri de bu Kanun kapsamına dahildir” hükmü de Basın Kanunu’nun birinci maddesine eklenmiş oldu.
Bu hükümle radyo, televizyon ve kamu kurum ve kuruluşlarının yürüttükleri enformasyon hizmetlerinde çalışan kamu personelinin de basın kartı almasının önü açıldı.
***
İkinci madde ise;
Basın Kanunu’nun ikinci maddesine eklenen ‘internet haber siteleri’ hükmüyle, internet siteleri de yaygın dağıtım kapsamındaki basın kuruluşları arasında yer aldı.
‘Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinde’ hapis cezaları da öngörülüyor.
Bu ne anlama geliyor?
Kanun teklifinde geçen ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ maddesi sebebiyle sosyal medya ağlarında yapılan bir paylaşım, 1 ila 3 yıla varan hapis cezasıyla yargılanabilecek.
Yani;
Toplumsal sorunları dile getiren sosyal medya hesapları dahil haber sitelerinin faaliyetlerine son verilebilir.
Çünkü toplumsal sorunlar zaten kendi içinde korku ve paniğe neden olabilecek içeriklerden oluşabilir.
Örneğin;
İstismara uğrayan kadın ve çocuklar, kadın cinayetleri ya da istek parçayı çalmadığı için öldürülen müzisyen, haklarını savunmak adına protesto yapanlar, sığınmacı haberleri ‘topluma korku salar’ iddiasıyla direkt ceza kapsamına alınabilecek.
Ayrıca, konu yalnızca internet gazetecilerini, basın mensuplarını ilgilendirmiyor. Tüm sosyal medya platformlarını ve kullanıcılarını etkileyebilecek, ifade özgürlüğüne ket vuracak bir yasa…
Yasanın, ‘yalan haber yapılmasının önüne geçilmesini önleyeceği’ düşüncesini savunanlar olsa da…
Sosyal medyada kamuoyu oluşturup yapılması planlanan veya yapılmakta olan bir yanlışın önüne geçilemeyecek mi?
İnsanların haber alma hakkı ellerinden alınmış olmayacak mı?
Doğruluğu bilinen fakat, kişi ve kurumları rahatsız edeceği için paylaşılamayan gerçeklerden insanların nasıl haberi olacak?
Ve gerçekler ortaya serilmek istendiğinde, haksızlığa uğrayanların sesi olmak isteyen her gazeteci ve sosyal medya kullanıcıları hapis cezasına mı çarptırılacak?
Sosyal medya üzerinden binlerce, milyonlarca insan tepkilerini (şimdilik) dile getirebiliyor.
Yarın öbür gün hakkımızı savunmak için dahi yazılar yazamayacağız belki de…
***
Örneğin; ekonominin gidişatıyla ilgili geleceğe yönelik tahminlerinizi yazdınız. Ve bu yazınız mercek altına alınıp yanıltıcı bilgi kapsamına dahil olursa, hapis cezasıyla yargılanmanız an meselesi. Bununla beraber sizin yazınızı paylaşan başkaları da aynı sıkıntıya düşebilir.
Anonim hesaplar zaten direkt olarak kadraja alınacak. Hatta daha yüksek cezalara tabi tutulabilirler.
Halkta paniğe ve endişeye yol açacağı öngörülen paylaşımlarınızda hashtag (etiket) kullanırsanız da örgütlü suçtan da yargılanmanız söz konusu.
Şu bir gerçek ki;
Şu zamanda kadar yaşanan fakat görmezden gelinen, dikkate alınmayan olayları sosyal medya üzerinden kamuoyu oluşturup gündeme taşımak, birçok olaya ışık tutmuştur.
Bu zamana kadar adalet sisteminde yerini bulamamış mevzuların çözüme kavuşmasında önemli bir kanal olduğunu biliyoruz.
Fakat,
Burada yapılmak istenenin ne olduğu herkesçe bilinmekte.
“Ya şimdi konuş ya da sonsuza dek susma hakkını kullan” sözü artık gerçek oluyor…
Yorumlar
Kalan Karakter: