İyi bir akademik kariyeri var.
Akademik yaşantısında uzmanlaştığı alanlar; çalışma hayatı, iş sağlığı ve güvenliği, işçi hakları, çocuk işçiliği ile mücadele, sosyal politika, sosyal sorunlar, sosyal hizmet, sosyal güvenlik, sosyal yardımlar, dezavantajlı gruplar, endüstri ilişkileri, sendikalar, aktif yaşlanma, yaşlı bakım sigortası ve emeklilik sonrası sorunlar yer alıyor.
Sosyal hizmetler alanında yayımlanmış çok sayıda kitabı ve makalesi bulunuyor.
Stres yönetimi konusunda yaptığı ulusal ve uluslararası araştırmalarla 2016’da Uluslararası Stres Yönetimi Uzmanları Konseyi’nden ödül aldı.
AK Parti Genel Merkez Sosyal Politikalar Başkanlığı’nda akademik danışmanlık yaptığı 2015-2018 yıllarında “2023 Hedefler: Yaş(lı) Dostu Politikalar” adlı kitabın hazırlanmasında katkısı var.
Ekim 2018’de Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Üyeliği’ne, üç yıl sonra da Kurul’un Başkanvekilliği’ne atandı. Sosyal politika stratejileri geliştirdi.
Cumhurbaşkanlığı bünyesinde “Yüzyılın Sosyal Politikaları” adlı kitabı literatüre kazandırdı.
Son bir yıldır da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevini sürdürüyor Prof. Dr. Vedat Işıkhan.
İyi diksiyonu ve etkili Türkçesiyle açıklama yaparken “Konuşan kim?” diye televizyon ekranına bakma ihtiyacı hissediyor insan. (Her şeyin sıradanlaştığı ülkemizde kibar konuşmalar ne kadar azaldıysa artık!)
Sonra?
Sonrası “Öğrenci yurtlarını tatil yapsınlar diye emeklilere açıyoruz.”
Onca kariyer, o güzel Türkçe… Bir anda zarif bir cam gibi tuz buz oluyor.
65 yaş üstü çoğu emekli sık tuvalete çıkma sorunu nedeniyle evinden bir saatliğine bile zor ayrılırken 18-20 yaşındaki gençlerin tırmanıp uyuduğu ranzalarda tatilin reva görülmesi hem de bunun müjde gibi sunulması insanın içi burkuyor.
Oysa üniversitede bahar şenliği programı açıklar gibi bir dizi “etkinlik” açıklayan Çalışma Bakanı’ndan daha ciddi sözler bekliyor emekliler.
“Geçinemiyoruz,” diye feryat eden emekliye hak ettiği aylığı ödemek yerine ille de bir destek sağlanacaksa bunun çok daha etkili, işe yarar yolları var.
Örneğin, Bakan Işıkhan’ın üzerinde çalıştığı ve sorunlarını iyi bildiği onkoloji hastaları. Onkolojik hastalıkları olan emekliler (ve tüm hastalar) immünoterapi ilaçları ve akıllı ilaçlarda SGK’nın koşulsuz ve tam ödeme yapmasını bekliyor.
Özel hastanelerin onkoloji servislerinde yalnızca tedavi ve cerrahi işlemlerde değil muayene, tahlil ve tetkiklerin de fark ödemesi alınmadan yapılmasını istiyorlar.
Örneğin, idrar sorunları nedeniyle raporlu olarak külot bez kullanmak zorunda olan emekliler SGK’nın günlük yalnızca 4 adedini ödediği bez sayısının artırılmasını bekliyor.
Örneğin emekliler, Bakan Işıkhan’ın açıkladığı “tek telefonla SGK danışmanlarına ulaşılabilecek iletişim platformu ve ‘emekliler.gov.tr’internet sitesi” yerine, telefon ve sınırsız internet kullanımının tamamen ücretsiz olmasını bekliyor.
Daha birçok önemli sorununa kalıcı çözüm bekliyor.
Bekliyor…
Uçuk mu geldi bu talepler?
Sanırım ülke ekonomisine yıllarca katkı sağlamış emekli ve yaşlıların hiçbir talebi bürokrasideki çifte maaş ve huzur hakkı uygulamaları kadar uçuk olamaz.
Kamudaki akıl almaz israf kadar uçuk olamaz.
Sosyal politikalar konusunda uzman bir politikacının sosyalleşme kavramını KYK yurtlarında tatile indirgemesi kadar uçuk.
Olamaz.
Yorumlar
Kalan Karakter: