Biraz özeleştiri yapmak gerek…
‘Kurallar çiğnenmek içindir’ sözünü ilke edinmiş bir toplum profili çiziyoruz işin açıkçası.
Üzücü ama gerçek!
Bu tutumu hayatın birçok alanında deyim yerindeyse ‘işimize geldiği gibi’ sergileyebiliyoruz.
Konu itibariyle, yine eğitim meselesine değineceğim.
Mesela ne kadar çevre dostuyuz? Bireysel olarak başlayan bu bilincin topluma yayılma süreci ve nasıl yayıldığı önemli.
Dün DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Evrim Rızvanoğlu’nun katılımıyla, partinin Çevre ve İlkim Değişikliği Eylem Planı tanıtımı vardı.
‘Yaşanılabilir bir Türkiye nasıl olmalı’ sorusunu sorarken aslında yaşanılabilir bir dünya hayali kuruluyor öncelikle.
Biliyorsunuz ki bugün küresel iklim değişikliği, doğal değişkenliğe ilaveten insanların da neden olduğu büyük bir sorun haline gelmiştir.
Ve bu sorunlar birçok doğal olay şeklinde bize geri dönüyor maalesef.
Önce bozuyoruz, ardından sonuçlarıyla yüzleşiyoruz. Bu defa da çözümler üretmeye çalışıyoruz.
Peki, ürettiğimiz çözümleri ne kadar uyguluyoruz? Her zaman uygulama konusundaki eksikliğimiz bizim olduğumuz yerde saymamıza neden oluyor.
*****
Çevre eşittir sağlık
Rızvanoğlu, çevre ile ilgili konuşulan her şeyin aslında insan sağlığıyla paralel geliştiğini vurgularken partinin eylem planına dair birçok konu başlığından bahsetti.
Neler var bu planda? Liste uzun. Önemli konu başlıklarından kısaca bahsedeceğim;
En önemli konulardan biri, yaşamımızın temel kaynağı; su. Suya erişim ve musluk suyunun güvenle içilebilmesi ilk madde.
Hava kirliliğini önlemek için termik santrallerle ilgili çalışmalar.
Kömürü hayatımızdan çıkarmak.
2050 yılı hedefleri; net sıfır emisyon.
Yenilenebilir enerji.
Şehrin işlek caddelerine hava kalitesini izleme ekranları kurmak.
İklim özel elçisi atamak. Çevre mahkemeleri kurmak.
Tek kullanımlık plastikleri yasaklamak.
Geri dönüşümle vatandaşları ödüllendirme sistemi kurmak.
İsraf edilen gıdaları ekonomiye kazandırmak.
Bisikletli yaşamı yaygınlaştırmak.
Gürültü ve görüntü kirliliğine karşı önlemler almak.
Hayvan yaşam alanlarını artırmak.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığını şehircilikten ayırmak…
*****
Baktığımızda Bursa’nın bir sanayi kenti olması itibariyle yapılması gereken çok fazla şey var.
Bu sebeple Rızvanoğlu, yeşil organize sanayi bölgeleri olması gerektiğini savundu.
Ardından…
Toplumu değiştirmeyen siyasetin bir anlamı olmadığına dikkat çeken DEVA Partisi İl Başkanı Serkan Özgöz ise artık anlayışları değiştirmenin vaktinin geldiğini vurguladı.
Özgöz örnek olarak sigara meselesine değindi. Yıllar önce kapalı mekanlarda sigara içimine yasak geleceğini duyurduklarında gelen tepkilere rağmen zamanla bu uygulamanın nasıl kabullenildiğinin, pekala da olabileceğinin altını çizmiş oldu.
Fakat alışkanlıklar kolay değişebilen şeyler değildir. Köklü bir değişimden söz edilen yerde sabır ve zamana ihtiyaç vardır.
Bazı davranışlar insanlarla ve toplumlarla özdeşleşmiş durumdadır. Burada yine eğitim meselesine geliyoruz.
*****
Çevrecilik eğitimi evet önemli. Okul müfredatlarına elbette dahil edilebilir, edilmelidir de.
Fakat şu da bir gerçek ki, ilk eğitim ailede başlar. Ve ebeveynlerin tutumu öncelikli faktördür. Sonuçta o ebeveynlerin de yetiştiği bir aile var. Bilinçli veya bilinçsiz, doğru veya yanlış, bir biçimde çocuklara aşılanan şeyler kemikleşerek yer edinir.
Küçük bir çocuk, çevreci bir ailede yetişmiş de olsa, okula başladığında çevresindekilerin tutumunu görüp (özellikle arkadaş çevresinden) etkilenmeyecek mi?
Bakacak ki, yolda geçen biri yere çöp atıyor. Kimse de onu ayıplamıyor, sesini dahi çıkarmıyor. Demek bu bir suç değil. Sonra çöpe gitmeye erinen çocuk, nasıl olsa bir şey olmuyor, herkes yapıyor deyip aynı davranışı sergilemeyecek mi?
Muhtemel!
Yani sadece okulda, kitaplarda alınan eğitim bir ölçüde yardımcı olabilir. Sonuçta herkeste aynı oranda işlemeyebiliyor eğitim yöntemleri.
Asıl önemli olan toplumsal bir farkındalık oluşturmak. Ağır, caydırıcı cezalar uygulamak belki de. Her ne kadar ‘kurallar çiğnenmek içindir’ dense de istikrarlı ve ciddi yaptırımlar işledikçe, zamanla değişimler görülecektir. Sigara örneğinde olduğu gibi…
Her şeyden önce…
Asıl değişim kişinin kendisiyle başlar. Bireysel çabalar bazen domino etkisi yaratabilir. Önemli olan bir şeyleri değiştirmeyi seçmektir!
Ama şunu kesin olarak söyleyebiliyoruz ki;
Yaklaşan tehlikenin farkında değiliz. Çok uzak değil, yakın gelecekte su yokluğu çekeceğimiz söyleniyor. Doğayı tüketiyoruz.
Umarım geç kalmış olmayız.
Yorumlar
Kalan Karakter: