Türkiye genelinde son bir yılda hızlı yükselişe geçen konut fiyatlarındaki artış ev sahibini de kiracıları da olumsuz etkiledi.
Yüzde 153 oranında artış gösteren kiralar nedeniyle kiracı ve ev sahibi arasındaki sorunlar çözülemez hale gelince bir yığın insan soluğu adliyede almaya başladı.
Bazı illerde kira fiyatlarındaki artışın durduğu bazılarında ufaktan düşüş yaşandığı söylense de ağustosun ilk haftasında ülke genelindeki artış yüzde 9 olarak gerçekleştiği gözlemlendi.
Yüksek kira artışları sonrası herkes isyan etmeye başlamıştı. Özellikle ev sahibi olmak isteyenler için hayalden öteye gidemedi bu istekler. Kirada oturanlar yerlerinden kıpırdayamadı. Yeni evlenen çiftler hayallerinden çok uzakta bütçelerine en uygun daireleri tercih etmek durumunda kaldı.
Halihazırda kirada oturan vatandaş da yapılan kira artışlarına sessiz kalamadı. Geçimini kiralardan sağlayan ev sahipleri ise iki arada bir derede kaldı derken bir sürü insan davalık oldu.
Yaşananların ardından, ev sahipleri ile kiracılar arasında açılan davalara arabulucu şartı getirileceği duyuruldu. Taraflar, dava açmadan önce arabulucuya başvuracak. Doğrudan mahkemeye açılan davalar reddedilecek. Arabulucuda da sorun çözülemezse dava süreci başlayacak.
*****
Konuyla ilgili görüşlerini almak için İMSİAD (İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş Adamları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Andıç’a sorularımı yönelttim.
“Kiranın düşmesi ya da artış hızının kesilmesinin en önemli yolu arz talebi ile olur. Son dönemde yaşanan sıkıntı zaten az üretim olması. Üretim azalınca vatandaş bulamayacak. Bulamayınca da kiralar artacak” diyen Andıç, kiraları artıran bir diğer unsurun da aslında yabancı kiracılar olduğunu ekledi;
“Son dönemde ülkemize çok sayıda yabancı girdi. Bu konuda mal sahipleri çok ciddi sorun yaşıyor. İlk etapta avantajlı gibi görüyorlar yüksek bedellerle kiraya vermeyi, sonrasında ise muhatap dahi bulamıyorlar ya da kiralarını zamanında alamıyorlar. Yabancılara nasıl olsa yüksek fiyattan veriyoruz deyince etkileşim de oluyor ve kiralar yukarıya çıkıyor. Bu sefer de yerel halk sorun yaşıyor. Yükselen kiralara yetişemiyor. Ayrıca gelen yabancının oturma izni var mı, çalışıyor mu çalışmıyor mu, resmi belgeleri var mı, bunlar denetlenmeden verilince başka sorunlar doğuyor. Hem iç piyasa karışıyor hem de kiraya veren de hedefine ulaşamıyor.”
İki tarafın da kendine göre haklı olduğu noktalar yok değil.
*****
Mesela, 1 Temmuz 2023’e kadar kiraya yapılacak zam oranının yüzde 25’le sınırlandırılması bu defa ev sahiplerini üzdü. Bu konuda da Andıç şu açıklamalarda bulundu;
“Bu da doğru değil. Serbest piyasa koşullarında açıklanan enflasyon orası yüzde 70-80’lerde ama hissedilen gerçek enflasyon onun neredeyse iki misli. Böyle bir ortamda devlet diyor ki, yüzde 25 ten fazla zam yapamazsınız. Şimdi bu kiracı lehine devlet tarafından alınmış bir karar bu ama bu dönüyor mal sahiplerini mağdur ediyor. Bunun başka yansımaları da var. Türk insanı ev almayı sever, bir tanesinde oturur bir tanesi de kira geliri olsun diye ev almak ister. Şimdi yatırımı amorti etme süresi çok uzayınca yani 30-40 yıllara gelince bu sefer vatandaşın böyle yatırım yapma iştahı da azalıyor. Talep de azalıyor. Yani birbirini tetikleyen olumsuzluklar.”
Ayrıca Andıç, çözüm olarak inşaat malzemelerinin yüzde 18 olan KDV’sini yüzde 8’e indirilmesi taleplerinden bahsetti;
“Talebimiz, bizim de keseceğimiz KDV oranını ticari alanlarda 150 metrekareden büyük küçük tüm konutlarda yüzde 8’e sabitleyelim böylece bir yüzde 10’luk daha nihai tüketiciye indirim sağlamış olalım. Bunlar da yapılmalı. Tabii ki finansmana erişimde de kolaylıklar olmalı. Bunları sağlayabilirsek yatırımlar devam edebilir. Fiyatlarda bir miktar geri gelme olabilir. En azından yükselmesi durdurulabilir. Vatandaşa da uzun vadelerde uygun kredi koşulları, KDV ve tapu harcı muafiyeti gibi faydalar sağlanabilir. O zaman hem sektör hareket edebilir hem de vatandaş da gayrimenkule erişebilir diye düşünüyorum.”
Zam oranının sabitlenmesi, arabuluculuk vb kararlara alınmış geçici çözümler denebilir. Enflasyon oranları, yabancı nüfusun artması gibi etkenler değişmediği müddetçe, bu konu sorunlar listemizden eksilmeyecek gibi görünüyor…
Yorumlar
Kalan Karakter: