Takım tutar gibi parti tutulduğu, halk “onlar ve biz” diye ayrıştırıldığı, “oy yoksa hizmet yok” korkusuyla yaşandığı, asli görevleri unutulup belediyeler yalnızca aş ve iş vermesi umulan kurumlara dönüştüğü için rasyonel seçmen davranışı sergilenemiyor.
Görünen o ki bu seçimde de sergilenemeyecek.
Çünkü kaygılar büyük. Sorunlar dağ gibi. Ekonomik sorunlar “öncelikler” listesinin ilk sırasında.
Yine de “bütün şartlar sabitken” (ceteris paribus) “Neye bakıp oy vermeliyiz?” sorusuna kafa yormak gerek. Hem de “Uzayda mı yaşıyorsun, memleket bitmiş ne ile uğraşıyorsun?” eleştirisini göze alarak.
Dürüstlük, şeffaflık, hesap verebilirlik var mı?
Temiz ve yeterli su kaynakları sağlanmış mı?
Konutlar deprem, sel gibi afetlere dayanıklı mı?
Trafik ve ulaşım sorunları çözülmüş mü?
Altyapı yeterli mi?
Cadde ve sokaklar temiz ve güvenli mi?
Pazar yerleri yeterli ve ucuz mu?
Kişi başına düşen yeşil alan miktarı yeterli mi?
Yeni konut alanlarının planlaması, kent yaşamına saygılı mı?
İnsan öncelikli belediyecilik uygulamaları yapılıyor mu? Örneğin trafikte araçlar kadar yayaların da hakkı gözetiliyor mu ya da bakkal (o da kaldıysa tabii!), market, taksi/otobüs durağı gibi ihtiyaçların karşılanmasında gerekli kriterlere uyuluyor mu?
Şehir planlaması halkın ihtiyaçlarına, şehrin kimliğine ve kültürüne uygun olarak yapılmış mı?
Öğrenci yurtları, aşevleri, barınma evleri, mezarlıklar yeterli sayıda ve bakımlı mı?
Kirletici sanayilere uygun OSB alanı sağlanmış mı?
Halkın kültürel ve sanatsal ihtiyaç ve taleplerine öncelik veriliyor mu?
Halkın şikâyetlerine hızlı ve çözüm üreten yanıtlar verilebiliyor mu?
Okullar, aile sağlığı merkezleri, spor alanları ihtiyacı karşılıyor mu, binaları güvenli mi?
Aday, şehrin hangi bölgesinden, hangi şehirden veya ülkeden olursa olsun yaşanan yerin ortak payda olduğunu unutup “hemşehrim, toprağım” gibi ayrıştırıcı dil kullanıyor mu? Halkın zihninde “hemşehrisini kayırır” fikrinin oluşmasına neden oluyor mu?
Tutulan takımın pardon partinin adayı bu ve benzeri daha pek çok soruya gerçekçi çözüm üretebilecek ekip, sorumluluk duygusu, ahlak (sağtöre/aktöre) ve vicdana sahipse gözü kapalı oy verilebilir. Göreve yeniden talip bir aday ise zaten yaptıkları ve yapamadıkları en önemli referansı olacaktır. Yeni seçilecek aday ise gerçekten sorunları doğru tespit etmiş ve çözümleri kaynaklarıyla birlikte projelendirmiş olmalıdır.
31 Mart 2024 günü büyükşehir belediye başkanları, ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, muhtarlar ve eski tabirle ihtiyar heyetleri seçilecek.
Yaşanan şehre bakmak gerek. Her gün bir çileye mi uyanıyor şehir halkı yoksa yaşamaktan keyif mi alıyor?
Hangisini yaşıyor olursa olsun bu duyguda yukarıda saydığım seçilecekler listesindekilerin hepsi bundan sorumludur; en büyük başkandan ihtiyar heyeti üyesine kadar herkes.
Karar günü bunlara da bakılır.
Fakat kaygılar büyük ve sorunlar dağ gibi olunca “bütün koşullar sabitken” ilkesi sadece teoride kalıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: