Çevre konusunda düşünmek ve tartışmak, kendi içinde çelişkileri, soruları, “ama”ları, “fakat”ları da getiren bir konu.
Üstelik dipsiz bir kuyu! Bir ayrıntıya dikkat edildiğinde bir başkasının es geçilmesi riski doğabiliyor.
Herkesin bakış açısı farklı, kimine masum gelen tüketim biçimleri kimisi için kırmızı çizgi.
Buna karşın ortada büyük bir gerçek var ki o da insanoğlunun yanlışlarına dünyanın artık tahammülünün kalmadığı.
Bu yüzden hayatı kolaylaştırma iddiasıyla piyasaya sürülen her ürün hakkında iki kere düşünmek gerekiyor.
“Kendi temiz ortamımı yaratmak için dünyayı ne kadar kirletiyorum?” diye sormak gerek.
Farkında olmak, farkına varmak gerek.
Niyetim ahkâm kesmek değil; bir tüketici olarak benim de çok yanlışlarım, kendimi sorguladığım yanlarım var, bir o kadar da yanlışlarımı ortadan kaldırma çabam var.
Üzerine uzun uzun düşündüğüm, çözümler geliştirmeye çalıştığım bir konudur bu.
Dünya ikinci bin yılını sürmeye başladığından bu yana “kullan at” tembelliği çok sevilince üretimler buna göre şekillenmeye başladı (ki bu yöndeki talebin tüketiciden gelmediğini, daha çok kâr hırsının tüketiciyi buna mecbur bıraktığını daha önce yazmıştım.)
Diğer taraftan pandemiyle birlikte tüketim alışkanlıkları ve içerikler çok hızlı bir değişime uğradı.
Pandemi öncesinde de kullanılan dezenfektanlı mendiller gibi kimi ürünler vazgeçilmezler arasına girdi örneğin.
Bu arada hayatın ritmi enikonu hızlandı.
Hayatın ritmi hızlandıkça sağlığın olmazsa olmazı temiz ve hijyenik ortamda yaşamak için ayrılan zaman, kaybedilmiş zaman gibi görülmeye başlandı ve bu durum ıslak mendil üreticilerini hızla ıslak temizlik havlusu üretimine yöneltti.
Bir anda piyasaya sayısız marka çıktı. Hepsi de en hijyenik ortamı yarattığı iddiasıyla.
Çoğunluğu polyester ve polipropilenden üretiliyor ki bu da plastik demek, petrol türevi demek, doğada uzun süre varlığını koruyabiliyor demek.
Hangi ürünün doğada kaç yıl kaldığı bilgisini isteyen internetten kolayca öğrenebilir. Yine de birkaç örnek vereyim. Gazete 3 ay, sigara izmariti 1-2 yıl, alüminyum 100 yıl, deterjan 400 yıl.
Islak mendiller de polyester yapısı nedeniyle doğada 100 yıl varlığını sürdürebilen bir ürün.
Kuşkusuz az sayıda da olsa çevreye saygılı üretimlerle biyobozunurluğu yüksek ürün üretenler var ancak bu durum sorgulamamızı engellemiyor.
Kendimi de dâhil edip soruyorum.
Neyi sorgulayacağız?
Tabii ki işleri kolaylaştıran bu “kullan-at” ürünleri kullanmanın çevre açısından ne kadar sürdürülebilir olduğunu.
Hayatımızı kolaylaştırma iddiasıyla piyasaya sürülen her ürünün yarattığı bireysel faydanın bütüne zarar verip vermediğini.
Yaşlı ve masum gezegenimizin bunları hak edip etmediğini.
En çok da çocuklara nasıl bir gelecek bırakacağımızı.
Yorumlar
Kalan Karakter: